O, uzun boylu olduğu için alay edilmekle kalmamış, çocukluğunda ona ön dişleri arasındaki açıklığın, yalancılığının göstergesi olduğu söylenmişti. Bana da, beden biçimim ve iriliğimin daima değersiz ve aşağı olmamla ve kendimi kontrol gücüne sahip olmayışımla ilgili olduğu söylendi.
Beden üzerine bu eşzamanlı anlatılarda, o büyük “onlar”a göre
güzelliklerine ve güçlü kalma yeteneklerine rağmen, kurtlardan kimi zaman şöyle söz edilir: “Ah, çok açsın, dişlerin çok keskin, arzuların çok yoğun.” Kurtlar gibi, kadınlarla ilgili olarak da bazen sadece belli huylan, sadece belli, kısıtlı arzulan kabul edilebilirmiş gibi konuşulur. Bu tavra genellikle, kadının büyüklüğü, boyu, yürüyüşü ve şeklinin, tek ya da istisnai bir ideale uygun olup olmadığına göre, ahlâki bir iyilik ya da kötülük tutumu eklenir. Tek bir güzellik ve davranış idealine uyan huy, tavır ve çerçevelere sokulmaya çalışılan kadınlar, hem beden hem de ruh açısından tutsak düşer ve bir daha özgüıleşemezler.