Selma; güzelliğin, aşkın, nefretin, intikamın temsili. Oldukça gizemli bir tabiatı var. Selmayla tanıştığımız ilk sayfadan itibaren bir tuhaflık sarıyor etrafımızı. Bir gariplik olduğunu biliyoruz, biliyoruz ama neden? Bu nedenin belirsizliği içerisinde ilerliyoruz.
Nevzat ve Halim iki dost. Nevzat'ın, Halim'e Selmayı tanıştırmak
#okudumbitti #kitapyorumu Yine güzel bir kitapla karşınızdayım. Ana teması tüm aile erkeklerinin bir kadın için birbirine düşmesi olarak görünse de derinine bakıldığında Osmanlı toplumunun bir portresi yer alıyor. Zenginler ve fakir halk arasındaki eğitim farklılığı, Fransızcanın ne denli Türkçe ile iç içe geçtiği, günümüzde nasıl İngilizce cümleler içine yediriliyorsa aynısının Fransızca için yapıldığı görünen açık gerçekler arasında. Ayrıca zengin köşklerinin ev içi yapısından, aile fertlerinin meslek hayatına kadar pek çok altı çizilecek toplumsal bilgi yer alıyor. Ayrıca bir noktada yazarın ahlak konusunda dedikleri oldukça ilgimi çekti ki zaten bundan hikayemde bahsetmiştim. Yeni yeni yerleşen Batı ahlakına ters düşen kahya kadın da bence önemli karakterlerden biri. Çünkü geleneksel görüşte olan bir o var, haliyle zihin ve kültür yapılarındaki çatışmayı bir de böyle görmüş oluyoruz. Osmanlı toplumunun kültür çatışmasını bir de edebiyat ve ahlak ile harmanlayıp güzel bir kurgu yapmış Gürpınar. Edebi yönü kuvvetli, düşündürücü cümleleri ve bilgileri oldukça fazla olan, dönem toplumunun ahlak ve yapısı hakkında bilgi edinebileceğimiz nadide eserlerden biri. Tavsiyemi şöyle bırakıp güzel geceler diliyorum
MürebbiyeHüseyin Rahmi Gürpınar · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20187,5bin okunma
Celal Çelik
Doğuştan sonsuzluk duygu ve düşüncesine sahip olan insanoğlu “Ben nereden geldim, görevim nedir, sonum ne olacaktır?” diye sormuştur. Akıl yoluyla gerçeği ve mutluluğu bulmaya çalıştığını iddia eden filozoflar da, tarih boyunca ortaya koydukları sistemleriyle bu sorulara cevap vermeye çalışmışlar, ancak tatminkar, açık, tutarlı ve
Aleksandra Mihayilovna Kollontay burjuva bir ailenin kızı olarak hayata gelmiştir. Etliye sütlüye dokunmadan rahat bir yaşam tercih etme şansına sahipken devrimci mücadeleye katılmıştır. 20 yaşında evlenmiş, tutsaklık olarak gördüğü evliliğini bitirip eğitim için İsviçre' ye gidip eğitimini tamamlamıştır. Evliliği ile ilgili şöyle der: '' Belki
Bu alemde herşey zıddı ile kaimdir....Baharda kışı,kışta baharı özler insan.Bahar olmadan ne kışın bir değeri,ne de kış olmadan baharın değeri vardır.Rabbim herşeyi zıddı ile yaratır.Her varlığın içine bir yokluk ve her yoklugun içine bir varlık koymus ve bu âleme bırakmıştır ki herşey kendini tamam edeni arasın ve bulsun....Kiminin içindeki
Floransa büyücüsü, adını daha çok "Şeytan Ayetleri" kitabıyla duyuran Salman Rushdie'nin Seyyahname tarzıyla yazdığı bir tarih romanı. Daha önce hiçbir yazdığını okumadığım ama adını şeytan ayetleri meselesi ile duyduğum bu adam, isminin İslam hatta özellikle Vahabi Arapların dünyasında büyük bir nefretle anıldığını bilmemden dolayı
Çocuklar, ahlaklarını zamanlarının çoğunu beraber geçirdikleri, iç içe yaşadıkları kimseler yani anne ve babalarından, aile çevrelerinden ve aşiretlerinden alırlar.