Hem de Risale-i Nur'un aşikâr bir kerametindendir ki, bin üçyüz ellidokuz (1359) sene-i hicri Ramazan-ı Şerif'in on veya onikinci günlerinde -Allah rahmet etsin- vefat eden kardeşlerimizden Hatib Mehmed namındaki zât, Yirmialtıncı Lem'a olan İhtiyarlar Risalesini yazarken hasta olarak yazmağa kàdir olmadığından "Lâ ilahe illâ Hû" kelime-i tevhidi yazarak bıraktığı, ziyaretine gelen diğer kardeşimiz ve faal arkadaşımız, Feyzi Mehmed Efendi'ye ikmalini rica ederek dünyaya veda ve ebedî hayatına, inşâallah bu kelime-i tayyibe ile hayatının sonunu mühürleyerek imanlı olarak kabre girdiğini izhar ve Risale-i Nur'un talebelerine açık bir müjde ve tebşiratta bulunmuştur.
İşarat-ı Kur'aniye'nin yirmialtıncı âyetinin فَفِى الْجَنَّةِ خَالِد۪ينَ sırrıyla, "Risale-i Nur talebeleri, iman ile kabre gireceklerdir" tebşiratının sıdkını gösteren bu açık kerametin ve tebşirat-ı azîmenin bütün kardeşlerimize tamim olunmasını, Risale-i Nur'un derece-i ulviyetini ve hâdimlerinin mükâfatlarının ne zaman ve ne suretle verilmekte olduğunu aynelyakîn bilinmek ve görülmek üzere, şu hakikat muvafık ise İşarat-ı Kur'aniye Risalesine tahşiye olunmasını rica ederim, kıymetli Üstadım.
Risale-i Nur şakirdlerinden
Ahmed Nazif Çelebi
Sayfa 42 - Envar Neşriyat