Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

alice in wonderland

alice in wonderland
@aidaann
•You shouldn’t drink poison just because you’re thirsty•
Birisinin bir daha hiç gelmeyecek olması, bir şey söylemeyecek olması, asla tek bir adım atmayacak olması, ne yakınımıza ne uzağımıza doğru -bize bak­ mayacak, gözlerini başka yöne çevirmeyecek olması... Kim bilir buna nasıl dayanıp sonrasında bunu nasıl atlatıyoruz? Gel zaman git zaman nasıl olup da unutuyoruz, sessizliğe gömülen onlardan nasıl uzaklaşıyoruz, bilmiyorum.
Reklam
Yirmi birinci yüzyılda ruhtan söz etmek anlamsızdır, hatta benlikten söz etmek bile yanıltıcıdır. Ruh artık ölü bir meta­ fordur; kültür, bu kavrama inancını çoktan yitirdiği halde dilde kalmayı başarmış sözcüklerden biridir.
Sineklerin, insanlardan daha iyi durumda olduklan yerler bile var. Arna yoksulluk başkaldırmaya yetmiyor. İtici bir güç isti­yor insanlar.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İnsan bir şey yapmak, bir şey olmak, tek başına karar verebilmek ister. Eskisi gibi yaşamak istemez.
Ama yine de in­san, kanının gelip geçen bir mevsimden daha değerli, daha uzun ömürlü kılmak için çaba harcıyor, kök salmaya, top­rak, ülke sahibi olmaya çalışıyor.
Reklam
Dave'in bu genç çocuklarla uğraşmasını izlemek gül ağacı bu­dayan birini seyretmek gibidir. Budanması gereken dallar en güçlü, en canlı olanlardır.
İnsan, açık, pratik kurallara uya­rak yaşamalıdır, der Dave, her türlü aşırılığı hoşgörebilen yüce fi­kirlerin belirsiz aydınlığına uyarak değil.
Hepsi, hepsi baştan sona aynı! Menzilinde hep bir Hayvan vardı silahınızın. Savaşlarınızdan da bir şey çıkmadı, Sözleri hep yalandı aşıklarınızın. Eski bir çağın bitmesinin tam zamanı, Zamanı bir yenisinin başlamasının.
'Ben var olduğumu kanıtlamayı reddediyorum,' der Tanrı, 'çünkü kanıt inancı yadsır ve inanç olmadan ben bir hiçim.'
Harbin yol aç­tığı sıkıntıları bir bir anlatsam saatler sürecek, kendim de büsbütün karamsarlığa sapacağım. Bu felaketler sona erinceye kadar susup oturmaktan başka çare yok.
Reklam
Bu gezegenin şöyle bir sorunu vardı - daha doğ­rusu eskiden vardı: Üzerinde yaşayan halkın büyük bölümü çoğu zaman mutsuzdu. Bu sorun için pek çok çözüm önerilmişti, ama bunların çoğu genellikle yeşil renkli küçük kağıt parçalarının hareketleriyle ilgiliy­di. Bu da tuhaftı, çünkü aslında mutsuz olanlar yeşil renkli küçük kağıt parçaları değildi.
Jopie derdi ki bana: "Ödüm kopu­yor kımıldamaya, yasak bir şey yapacağım diye." Öz­gürlük diye bir şey kalmamıştı. Gene de yaşadığımıza şükrediyorduk.
Rosa ne özgürlük adına adaletin, ne de adalet adına özgürlüğün feda edildiği bir dünya istiyordu.
377 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.