1699'dan itibaren süregelen çağdaşlaşma sancıları şiddetini daha da arttırarak kendisini gösterirken bu sancıların, nasıl son bulacağı sorununa nasıl cevap aranamayışının veya kısmen cevap aranışının derinlemesine incelenmesini görüyoruz. Daha da önemlisi ne kadar mücadele ederseniz edin, düşünceye karşı galip gelemezsiniz.Çağın gereklerine uyulmadıkça bir toplumun nasıl uçuruma sürüklendiğini gözler önüne seren bir eser. Çağdaşlaşma karşıtları ister gelenekselci , ister şeriatçı ister dinci olsun bunu engelleyemediler. Hatta bunu engellemek için alınan kararların nasıl dolaylı yoldan çağdaşlaşma kapısını açtığına şahit oluyoruz. Tüm bu kafa karışıklığına, semantik belirsizliklere, rejim değişikliği sorununa, modern laik bir yönetim ihtiyacına çözüm bulan bir liderle karşılaşıyoruz.Bugün o liderin açtığı yolda, gösterdiği hedefe durmadan yürümek gerektiğini anlıyoruz.Aksi taktirde bu eserin günümüzde de oldukça geçerliliğini kazanması söz konusu.Aydınlıktan korkmayın..
Ölürüz diye mi üzülüyoruz?
Ne ettik, ne gördük şu fani dünyada
Kötülükten gayrı?
Ölünce kirlerimizden temizlenir,
Ölünce biz de iyi adam oluruz;
Şöhretmiş, kadınmış, para hırsıymış,
Hepsini unuturuz.