Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Mutluluğun formülü 40 ayet:
İsra 37: Kibirli olma, alçakgönüllü davran. Müddesir 1-5: Kendini fazla abartma. Tekvir 25-27: Her şeyin üstesinden gelemeyeceğini asla unutma. Bakara 156: Çaresizlik tuzağına düşme. Her zaman bir umut ışığı olduğunu aklından çıkarma. Beled 5-6: Her şeye hakim olmak için uğraşıp hayatı yaşanmaz hale çevirme. Hucurat 10: Büyüklük kompleksine
Andolsun ki, Gerçekten Allâh fakir, biz zenginiz diyenlerin sözlerini Allâh işitmiştir. bu âdi söz, Allah'ın düşmanları olan Yahudiler'in sözüdür. Allâh onlara lanet etsin. Âl-i İmrân 181.
Reklam
SAİD NURSİ CEHENNEME ATILMAYA HAZIR!
"Rabbim, beni nimet cennetinin vârislerinden kıl!" Hz. İbrahim (a.s.) (Şuara, 26/85) "...bütün kanaat ve kuvvetimle ehl-i imana bir hizmet-i imaniye yapmak için, değil yalnız dünya hayatımı ve fânî makâmatımı, belki -Lüzum olsa ahiret hayatımı ve herkesin aradığı uhrevî bâkî mertebelerini fedâ etmeği; hatta cehennemden bazı biçâre
Sayfa 530Kitabı okudu
GAYB MESELESİ
Gaybı Allah bilir ama Nur Risaleleri'nden yaptığımız bu alıntılardan, evliyanın gaybı bildiği sonucu çıkmaktadır.(Hâşâ) Nitekim bu kanaat Nur Risaleleri'nde açık olarak belirtilmiştir: Madem Hz. Ali (R.A.) "ene medînetu'l-'ilmi ve 'aliyyun babuha" hadisine mazhardır. Hem madem Şah-ı Velayet ünvanını alarak
Sayfa 216 - Süleymaniye vakfıKitabı okudu
Rabbimiz insan hallerini de evirip çevirmektedir. İnsan farklı zamanlarda farklı tecelliler altında yaşar. Efendimiz (sav) şu duayı çok yapardı: "Ey kalpleri evirip çeviren Allah'ım! Kalbimi dinin üzerine sabit kıl!" Ve yine Efendimiz sembolik bir anlatımla "Kalpler, Rahman'ın iki parmağı arasındadır. Onları istediği gibi çevirir" buyurmaktadır (Tirmizi, Kader 7) . Ayrıca Kur'an 'Zafer günlerini insanlar arasında nöbetleşe döndürür dururuz" (Al-i İmran, 1 40) . buyurarak bugün galipken yarın mağlup, bugün muzafferken yarın perişan olmanın, yani halden hale geçmenin insanın yazgısı olduğunu belirtir.
Sırlı Beş Ayet .
🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲 Beş Ayetler Ve Sırları ( Ayet-i Hamse ), Onar Kaflı Beş Ayeti Kerime İçerisinde On Tane ق ''Kâf'' Harfi Olan Beş Âyet-i Kerîme ve Faziletleri Şeyh Abdülvahid k.s.a. der ki : Bu beş ayetin her birinin içinde on(10) ar adet Kaf harfi vardır. Kaf harfinin cümle ebced adedi yüz(100) dür. Toplam 5000 adet olur. Hak
Reklam
664 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Gerçek Hastalık!
"GERÇEK HASTALIK HANGİSİ" Mevlana Muhammed Emin, ağır bir hastalığa tutulmuştu. Bu hastalığı epey bir zaman devam etti. Doktorların tedavisinden bir fayda görmedi. İmâm'ı Rabbanî'nin büyüklüğünü duyunca, tam bir yalvarma ile mektup yazıp, şifa ve deva olan dualarını istedi. İmâm-ı Rabbani, onun arzusu üzerine şu mektubu gönderdi: "Kıymetli oğlum! Kendi üzerinize şefkatli bir anne gibi titremeniz ne zamana kadar sürecek? Kendiniz için üzülmeniz, dertlenmeniz, ne kadar devam edecek! Kendini ve herkesi ölü olarak düşünmek, hissiz ve hareketsiz şeyler gibi bilmek lazımdır. 'Elbette sen öleceksin, o kafirler de ölecekler...' (Zümer-30) ayet-i kerimedir. Bu birkaç günlük dünya hayatında, çok zikr ederek, kalp hastalığından kurtulmak en mühim iştir. Bu kısa zamanda manevi hastalıkların ilacı, Allahü Tealayı hatırlamaktır. Maksatların en büyüğü olan kalp, Allah'tan başkasına tutulursa ondan ne hayır gelir. Ahirette kalp selameti isterler. Ruhun, Allah'tan başka şeylerden kurtulmasını ararlar. Bizim gibi dar düşünceliler, daima kalp ve ruhumuzu başka şeylere bağlamak için sebepler aramağı düşünürüz. Heyhat! Heyhat! Ne yapalım. Ayet-i kerimede mealen; Allah onlara zulm etmez, onlar kendilerine zulm ederler' (Al-i İmran-117) buyuruldu. Zahiren olan hastalığınızdan merak etmeyiniz. İnşallah sıhhate kavuşup tamamıyla iyi olacaksınız. Allah yolunda gidenlere selamlar olsun."
Mektubat-ı Rabbani - 7.Cilt
Mektubat-ı Rabbani - 7.Ciltİmam-ı Rabbânî · Yasin Yayınevi · 20143 okunma
Geceyi gündüze, gündüze de geceyi katarsın. Bini uzatır, diğerini kısaltırsın. Bunun tersini de yaparsın. Böylece yılın yaz ve kış mevsimlerinde gece ve gündüzün uzunluğu birbirinden farklı olur. Âl-i İmrân 27.
Zira safanın bir aslı ve kökü, bir de fer'i ve dalı vardır. Safanın aslı, kalbin agyar ve yabancılardan ayrılmasıdır. Fer'i ise gaddâr dünyadan eli boş olmasıdır. Bu ikisi, Sıddîk-i Ekber (en büyük sıddîk) Ebu Bekir Abdullah b. Ebu Kuhafe'nin (r.a.) sıfatıdır. Çünkü bu taifenin imamı ve önderi o idi. Kalbi, ağyardan ayrılmış durumda olduğu için, Peygamber en yüce huzura ve saf makama göçtüğü vakit, bütün sahabenin kalpleri kırıldığı halde onun kalbi ağyardan ayrı bir halde idi. Hz. Ömer, kılıcını sıyırarak, "Kim Muhammed öldü, derse başını keserim" dediği zaman, Sıddîk-i Ekber ortaya çıkmış ve şöyle haykırmıştı: "Dikkat! Kim Muhammed'e tapıyorsa, bilsin ki, artık o ölmüştür. Kim Muhammed'in Rabbı'na tapıyorsa, bilsin ki, O Hayy'dır, ölümsüzdür" Ebu Bekir daha sonra: "Muhammed sadece bir peygamberdir, ondan evvel de peygamberler gelip geçmişti. Şayet o ölür veya öldürülürse, siz gerisin geri mi döneceksiniz?" (Al-i İmran, 3/144) mealindeki ayeti okumuştu.
Aişe radıyallâhu anha şöyle dedi: Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şu âyeti okudu: "(Resûlüm!) Sana kitabı indiren odur. O kitabın bir kısmı muh- kem âyetlerden meydana gelir ki, bunlar kitabın aslı ve özüdür; bir kısmı da müteşâbih âyetlerdir. Kalplerinde eğrilik bulunanlar, sırf fitne çıkarmak için o müteşâbih âyetlerin yorumlarına tabi olurlar. Oysa bunların kesin anlamlarını yalnız Allah bilir. İlimde derinleşmiş olan kimseler de, 'Biz bunlara îmân ettik, hepsi de Rabbimizin katındandır' derler. Bunu ancak akıl sahibi kimseler düşünüp anlar."(Âl-i İmrân 3/7) Hz. Aişe sözüne şöyle devam etti: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bu âyeti okuduktan sonra şöyle buyurdu: "Kur'ân-ı Kerîm'in müteşâbih âyetlerine tâbi olanları gördüğünüzde, ki onlar Allah Teâlâ'nın (kalplerinde eğrilik olanlar diye) isimlendirdiği kimselerdir; onlardan uzak durunuz." (Buhârî, Tefsîr3/1, nr. 4547; Müslim, İlim 1, nr. 2665.)
Reklam
🌱 NEFS 🌱 ⁠●⁠ Çok kıymetli olmak, cimrilik etmek, haset etmek, nazar etmek, kadın âdet görmek, layık görmemek anlamlarındaki "n-f-s" kökünden türeyen nefs (çoğulu, enfüs ve nüfüs) sözlükte ruh, can, akıl, insanın şahsı, bir şeyin varlığı, zatı, içi, hakîkati, beden; ceset, kan, azamet, izzet, kötü söz, bir şeyin cevheri, arzu ve istek
Müteşabihler, bir gitarın çok ses çıkaran teline benzer. Zamana ve toplumlara göre farklı ve değişken olan Müteşabih/uyarlanabilir/çok seçenekli/çok anlamlı araç mesajlar, kişisel kanaat ve "Benim inancım budur" deyip kurallaştırmalara müsait mesajlar olduğundan, Âl-i İmrân 7.ayette bu mesajları, değişken olarak değil de muhkem/Evrensel kurallar gibi değişmez ve farz özellikte önemseyenlerin "içleri fesatlar" olacağına dikkat çekilmiştir.
3.cilt
638. Enes radıyallâhu anh’den rivayet edildiğine göre Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Kolaylaştırınız, zorlaştırmayınız. Müjdeleyiniz, ürkütmeyiniz.” Buhâr, İlim 11, Edeb 80, Cihâd 164; Müslim, Cihâd 6-7. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 17 ... Resûl-i Ekrem sallallâhu aleyhi ve sellem’in bu emri, İslâmiyet’le şereflenmiş
Ruh'umuzun dünya yaşamında sadık kalacağına söz verdiği 7 konu 1. Tek Allah'a iman edeceğine ve kişi, eşya veya herhangi bir nefsi şirk ortak koşmayacağına ( 'Alak 1, Nisa 119) 2. İlk kitap olarak Evren doğa insan bilgilerini araştırıp ilim yapacağına (Bakara 31, 'Alak 1-2) 3. Kur'an-ı anlayarak okuyacağına ve kesin hükümlerine uyacağına ('Alak 3, Al-i İmrân 187, Rahmân 2) 4. Bütün insanları tek bir neslin bireyleri şeklinde global kabul edeceğine (Yunus 19) 5. Hanif din, yani şirke bulaşmamış din demek olan İslâm'ı tek din olarak kabul etmek üzere çaba Göstereceğine (Tin 7, Maide 3) 6. Şeytanı tek düşman olarak tanıyacağına (Yasin 60, Fatır 6, Taha 117, zuhruf 67, Kehf 50, Bakara 168,208) 7. Dünya okulu temel dersleri olarak Olumlu nefisleri, GÜÇLÜ İRADE GÖSTEREREK itidal orta düzeyde kullanacağına, olumsuzları ise öldüreceğine söz veriyor. ( Tekviyr 14, Fecr 27, Kıyamet 14) Prof dr Gâzi özdemir Kur'an ve Son İslâm
EMANET VE EHLİYET İLMİHALİNDEN-İSLAM FIKHININ KAYNAKLARI-SÜNNET
32 Önce sünnet kelimesi üzerinde duralım. Lugat manası; "adet, makbul olsun veya olmasın takip edilen yol, yüz, yahut yüzün görünen kısmı, siret, tabiat" manalarına gelir. Cahiliyye döneminde Araplar "Sünnet" kelimesini takip edilen (çiğnenmiş) yol manasına kullanıyor ve biliyorlardı. Sahabe-i Kiram, Resûl-i Ekrem
1.169 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.