Fyodor Mihayloviç Dostoyevski'nin bugüne kadar okuduğum en değişik eseri. Diğer tüm eserlerini okuduğumda karakterlerden biri hep Dostoyevski olmuştur hâyalimde. Bu sefer, eser Dostoyevski kalitesi koksa da içerik bakımından alışılmışın dışına çıkmış yazar, ta ki sonlara yaklaşıncaya kadar. "Ölüler Evinden Anılar" eseri de konu
Orada, dağın yamacında büyük bir domuz sürüsü yayılıyordu ve cinler domuzların içine girmelerine izin vermesi için ona yalvardılar. O da onlara izin verdi. Adamdan çıkan cinler domuzların içine girdiler ve cinler sürüyü sarp göl kıyısına sürüp götürdü, göle atlayan sürü burada boğuldu. Bütün bunları gören çobanlar, gördüklerini köyde, kentte
Stepan Trofimoviç Verhovenskiy, üniversitede ders verdiği dönemde Slavcılara yönelik sert tarizler içeren konferans konuşmasıyla kürsüsünü kaybetmesinin ardından yaptığı bazı çalışmalar nedeniyle Çarlık polislerince izlendiği evhamına kapıldığı esnada imdadına Varvara Petrovna Stavrogina yetişir. Bir tümgeneralin eşi ve çok zengin bir mültezimin
#Ecinniler olay örgüsü zengin, karakter bolluğu nedeniyle çok sesli, meşhur bir #Dostoyevski eseri. Yaşama mühendislik ile başlayıp daha sonra realizmin usta temsilcilerinden olan yazar, bu eseri ustalık dönemi olarak kabul edilen sürgün sonrasında yazmış. Dönem Rusya’sının siyasi kokuşmuşluğunu irdeleyen eser siyasi roman özelliği taşıyor.
Nihilizm denince aklıma Dostoyevski'nin "cinler" kitabındaki 'aleksey niliç kirilov' gelir. Kirilov, spor yapıp sağlığına dikkat ederken bir yandan da kafasında intiharı düşüncesini olgunlaştırmaktadır.