Aglamasini ogren oglum Ali. Aglamadin mi olmuyor. İyi ama, kime aglamali? Aglamak icin de biri gerek.
Sayfa 104Kitabı okudu
Ağlamasını öğren oğlum Ali. Ağlamadın mı olmuyor. İyi ama, kime ağlamalı? Ağlamak için de biri gerek.
Sayfa 104 - Everest YayınlarıKitabı okuyor
Ağlamasını öğren oğlum Ali. Ağlamadın mı olmuyor. İyi ama, kime ağlamalı? Ağlamak için de biri gerek.
İzmir'den sonra Mustafa Kemal, kendisi ile görüşen Fethi Beyle Genel Sekretere, şöyle hitap etmiştir: "Ben iki fırkaya da yardım edeceğimi söylemiştim. Görüyorsunuz ki, siz benim yardımıma muhtaç değilsiniz. Halk hep size doğru akıyor. Desteğe öteki firka muhtaçtır." Ahmet Ağaoğlu, bu olayı şöyle değerlendirmiştir: "... Fakat diger taraftan Gazi hakikaten bu fırkayı samimi olarak kurmak istedi ise, kendi hesaplarında aldanmış olduğunu kabul etmek lazım gelir. O, halkın bu derece yeni fırkaya akın edeceğini asla düşünmemişti...⁷⁸⁴
784. Aydemir, age. s. 393-394
Sayfa 316 - Genç BirikimKitabı okudu
Halk CHF'i istemiyor hatta nefret ediyordu. Hatta Fethi Bey'in konuşması diye halkı yönlendirdikleri meydanda Fethi Bey'i değil de CHF'li Mahmut Esat'ı (Bozkurt) karşılarında görünce "büyük tepki ve sinirlilikle oradan ayrıldılar ve Serbest Parti'ye sevgi gösterileri yaparak şehre doğru ilerlediler. Halk Partisi
Sayfa 313 - Genç BirikimKitabı okudu
Kendisinin elbiseleri özel dikimli olarak İsviçre'den gelmekteydi. Aynı şekilde kadınların balolarda giyecekleri pahalı elbiseler de Batılı ülkelerden sipariş üzere getirilmekteydi. Halkın açlığı, yokluk ve yoksulluğu M. Kemal ve ekibini hiç ilgilendirmemekteydi. M. Kemal ve ekibi için yok, yoktu; eğlencesi, dinlenmesi, zengin gece sofralarındaki içkili ziyafeti, halkın canhıraş fakirliğine rağmen devam etmekteydi. Çevresinde kendisi ile birlikte gece eğlencelerinden geri kalmayan bir mutlu azınlık vardı, onlar da 'tek adam'ın sayesinde zenginliklerine zenginlik katmışlardı. Üstelik M. Kemal'in de bu mutlu azınlığın da har vurup harman savurduğu; bu fakir, gariban, aç biilaç, ülke için, vatan için kanını, canını veren Anadolu halkının sırtında çalıp çırptıklarıydı. Süreyya Dilmen'in dediği gibi cezaevlerinin ağır vergileri ödeyemeyen Anadolu halkı ile dolmuş olması ya da ş. Süreyya Aydemir'in dediği gibi 'halkın homurdanması, ne M. Kemal'in ne de mutlu azınlığın umurundaydı. Çünkü Ahmet Ağaoğlu'nun da dediği gibi 'tek adam' yönetimi halktan kopuktu.
Sayfa 300 - Genç BirikimKitabı okudu
Ahmet Ağaoğlu daha 23 Temmuz 1926'da hazırladığı bir raporda, partinin yolsuzluğa battığını, halktan koptuğunu, halka tepeden baktığını şu şekilde anlatmıştır:
"Paraya, ticarete, menfaat ve istifadeye dalmak üzereyiz. Halka karşı kibirli ve mütehakkim vaziyetler almaktayız. Vaziyet ve mevkiimizden istifade ederek hükümet memurları üzerinde nüfuz kullanmaktan, hükmetmekten, dairelerde özel işler arkasında koşmaktan çekinmemekteyiz. Hele İstanbul'un ve başka yerlerin israf mahallerinde kendimizi teşhir etmekle bilerek, bilmeyerek partinin haiz olması lazım gelen haysiyetine halk nazarında derin yaralar açmaktayız."
Milletin "aç ve fakir" olduğunu belirten Ağaoğlu. Laiklik gibi temel kavramları "uzun uzadıya düşünmesi, incelemesi ve çözüm önerileri sunması gereken Parti Divanı'nın heyecansız ve hantal olduğunu da anlatmıştı. Asıl sorun, CHF içinde bile "hürriyetsizlikten kimsenin konuşamamasıydı. "Parti", bütün meseleleri tam bir hürriyet ve serbestlik içerisinde müzakere etmek" imkanına sahip değildi, bu imkân verilmeliydi.⁷³²
732. Akyol, Atatürk'ün İhtilal Hukuku, s.569-570
Sayfa 296 - Genç BirikimKitabı okudu
YUSUF AKÇURA; 2 Aralık 1876’da Moskova’nın doğusundaki Ulyanovsk’ta (eski adıyla Simbir) dünyaya geldi. Kazan’a göç etmiş Kırım Türklerinden aristokrat bir ailenin mensubu idi. Babası çuha fabrikası sahibi fabrikatör Hasan Bey, annesi Yunusoğulları’ndan Bibi Kamer Banu Hanım idi. 2 yaşında iken babasını kaybetti ve annesi ile birlikte yedi yaşına
Köklerini unutan birinin çabuk yıkılacağına inanırım.
Ali Ağaoğlu
Sayfa 163 - Alfa YayınlarıKitabı okudu
Parayı başının üzerine alırsan ağırlığı seni ezer. Parayı ayaklarının altına alırsan yükselirsin.
Ali Ağaoğlu'nun babası
Sayfa 162 - Alfa YayınlarıKitabı okudu