Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İstibdadın maddi timsalini attık. Bir de onun manevi timsallerini atalım. Meyhanelerin pis ve murdar köşelerinde sarhoş ve harap olmaktansa, operaların, tiyatroların o aydın salonlarında vakit geçirsek, daha iyi olmaz mı? Türk göğsüne Bizans kiliselerinden gelen alçatıcı inlemelerden ziyade, Wagner'lerin gürlemeleri daha uygun değil midir? Yörük Ali'ye Rum kızının göbek atmalarından ziyade, Batı polka ve mazurkası daha ziyade yakışmaz mı?
Atsız: "Türk milliyetçiliğini satmaya ne zaman karar verdiniz?" Türkçüler hakkındaki uygulamalar Atsız'la sınırlı kalmamıştı. 10 Mayıs 1952 tarihli Cumhuriyet gazetesinin yazdığı gibi Türk Milliyetçiler Derneği hakkında da takibata geçilmişti. Çünkü dernek Atsız'ı davet ediyor ve resmî bir lisede ona konferans verdirtiyordu.
Reklam
Türk Milliyetçiler Derneği iktidarın emrinde veya iktidara danışarak hareket eden bir sivil toplum kuruluşu değildi. Ülkeye demokrasinin geldiğine inanıyor ve serbest hareket ediyordu. İktidar derneğe para yardımında bulunmayı dahi teklif etmiş, fakat Atsız'ın itirazıyla bu teklif reddedilmişti. Olayın içinde bulunan Sami Yavrucuk şöyle anlatıyor: "1952'de Türk Milliyetçiler Derneği Ankara Şubesi Başkanı olarak ay başlarında kira borçlarını ödeme zorluğu çekiyordum. Bir vesile ile durumdan haberdar olan devrin Başbakan yardımcısı rahmetli Samet Ağaoğlu'nun makamına çağrılmış ve o günkü değerine göre 44.000 lira, bugünkü değeriyle yirmi beş milyar lira olan büyükçe bir yardım teklifi ile karşılaşmıştık. Bu parayı, makbuz karşılığı Başbakanlık veznesinden gidip ben alacaktım." Yavrucuk, dernek başkanı Karamağaralı ile konuşur ve büyüklere danışmaya karar verirler. İlk danışacakları isim Atsız'dır. Sait Bilgiç, Ali Yörük ve Sami Yavrucuk trenle İstanbul'a giderler ve Atsız'a danışırlar. Yavrucuk şöyle devam ediyor: "Atsız Hoca'nın evindeki görüşmelerde gündem; 'Başbakanlığın yardımı' maddesine gelince ben, becerimin meyvesini almak amacı ile durumu ballandırarak ve öğünerek onbeş-yirmi kişilik arkadaş grubuna anlattım. Sözümü bitirdiğim an Atsız Bey aynen "Sami Bey, Türk Milliyetçiliği'ni satmaya ne zaman karar verdiniz?" diye beni azarladı. Ve biz, 715 kuruşluk Ankara-İstanbul tren biletini almakta müşkülât çeken insanlar, o büyük miktardaki parayı almayı bile düşünmedik." (Yavrucuk; Körüklü-Yavan 2000: 105).
Artık okuma ülküsünün, kentte kravatlı bir bay olma ülküsünün şuradan buradan su almaya başladığı bazı yalnız geceler, bazı soğuk sabahlar Ali, ekmek karnesini iç cebinden çıkarıyor, orası burası damgalanmış sayfalarına bakıyor.
Ali'nin burun kanatlarına bazen bir çorbanın buram buram tüten kokusu çarpıyor. Hevesleniyor. Ama orada, aşevinin önünde öyle, çinko ya da bakır taslarını uzatarak duran kalabalığı Türklüğün yüzkarasıymış gibi görüyor. Hevesini içinden de, burnundan da kovuyor. Türk, hem bu denli yüceyken, hem nasıl bu kadar küçülmüş olabiliyor; buna akıl erdiremiyor. Orada aş dağıtımı yapanların insanları itip kakmaları, söyledikleri sözler de sıcak çorbanın çekiciliğini silip süpürmeye yardımcı oluyor. Ve Ali kendini daha yüce şeyler düşünmeye zorluyor. Hemen de önüne ilk çıkan güzel sözlere sarılıyor...
Ali, bir yerine birine batırılmış gibi kendini marketten yere attı. Öğretmeninin karşısında hazırolda durdu. Tıpkı okulda olduğu gibi. Ama kılığı bu duruşa hiç uygun düşmüyor, ona büsbütün gülünç, acınası bir görünüm veriyordu.
Reklam
Ali Usta düğünüme gelmedi. Adıma bir telgrafı geldi. Aşkın düğünü kendisidir.
Sayfa 204 - EverestKitabı okudu
Türkocağı baştan sona, İttihat ve Terakkinin ve bu arada Enver Paşanın,
Maddi , manevi yardımı altında gelişti.* - Türkocağının kurucuları ve geçici idare heyeti şu zatlardan teşekkül ediyordu: Mehmet Emin Bey (Türk şairi), Ahmet Ferit Bey (yazar ve siyasetçi), Ağaoğlu Ahmet Bey (Azerbaycanlı. Yazar ve sonra dârülfünun hocası ve mebus) Dr. Fuat Sabit Bey. Geçici idare heyeti olarak da, Mehmet Emin Bey (reis), Akçoraoğlu Yusuf Bey (ikinci reis), Mehmet Ali Tevfik Bey (yazar) ve Fuat Sabit Bey seçildiler. Fakat az sonra ocağın fiili lideri, önderi ve Türkçülük hareketinin renkli siması Hamdullah Suphi Bey, Türkocağının bayrağını asıl taşıyan insan olarak belirecektir. Ocak ilk yardımı da, İttihat ve Terakkinin bir önde gelen mensubundan, Tanin gazetesi sahibi Hüseyin Cahit Beyden gördü: 50 altın. Ondan sonra İttihat ve Terakkinin ocağa maddi yardımları, geniş ölçüde artaçaktır
Cumhuriyet Yönetimi'nin ekonomi alanında elindeki tek yol haritası; II. Meşrutiyet'ten kalma, 'Milli İktisat tezi ve uygulamaları idi. Bu tezin esası, kapitülasyonların kaldırılması ile gümrüklerin arkasında, milli bir burjuvazi ve sermaye stoku yaratarak sanayileşmekti. Ancak Milli Mücadele sonrasında ülkedeki iki ayrı grup
Sayfa 14 - Maliye BakanlığıKitabı okudu
Aglamasini ogren oglum Ali. Aglamadin mi olmuyor. İyi ama, kime aglamali? Aglamak icin de biri gerek.
Sayfa 104Kitabı okudu
271 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.