Şövalyer,hayallerinin peşinden sürüklenmedikleri hiçbir işe kalkışmazlar. Onların güzel yanları da bu. Biz gerçekçiyiz. Gücümüzü, geçekçiliğin üzerine kuruyoruz. Onlar hayali seviyorlar. Dünyalarını hayallerin üstüne kuruyorlar.
Osmanlı imparatorluğu'nda ise anayasa sanıldığının aksine dehşet uyandıran bir metin değildi 1876'da İstanbul'da tersane büyükelçiler konferansı toplandı ve kaynayan rumeli'nin sorunlarını tartışırken siz despotsunuz ıslahat yapın yoksa balkanlardaki halklara özellikle verin diyorlardı hariciye nazırı Saffet paşa bunalımlı anda bir sabah şu duyduğunuz top sesleri Osmanlı Devleti'nin artık anayasal bir monarşi olduğunu ilan ediyor her şey düzelecek dedi.
Gerçek şu ki anayasa olsun veya olmasın diyenler arasında 1848 Avrupa'sının her yerinde kan dökülüyordu Rusya ve Avusturya bu fikre en tahammülsüz olanları hatta milliyetçi ve liberal ayaklanmaları birlikte bastırdılar Osmanlı onların karşısındaki insanları bu ülkeye kabul edip görev ve rütbe vermekte hiçbir mahsur görmedi
19 yüzyılın Rusya'sında liberal bir anayasa istemek bile hoş görünmez bir zındıklıktı aslında bolşeviklerin karşıtı ve muhafazakar bir parti olan KADET yani anayasacı demokrat partisi iktidarı yarım yamalak elde edene kadar 1905 ve 1917 ihtilali yaşandı
"insanın tesellisi insandadır oğlum, acıyı bulan insan, teselliyi de bulacak olan o, ama insanlar kendilerine bir fırsat tanımıyorlar çareyi bulmak için."
İbadeti ele alınca aynı durumla karşılaşırız. Sufi olmayan normal âbidin amacı cennete girmektir. Denebilir ki o ücretini ahirette alabilmek için dünyada amel işlemektedir. Bu ücret sevap ve ecirdir. Bu bakımdan normal âbid akşam olunca ücretini alabilmek amacı ile gün boyunca çalışan bir işçiye benzetilebilir. Oysa Sufinin ibadeti, o ulu Allah ile ilişkisini devam ettirebilmek, onunla arasındaki münasebetin kesintisiz ligini sağlayabilmek içindir. Başka bir deyimle sufi, Ulu Allah ibadet edilmeye layık olduğu ve ibadet Allah ile kul arasında yüce bir bağ oluşturduğu için ibadet etmektedir. Yoksa onun ibadet etmesi, herhangi bir şey umduğu veya herhangi bir şeyden korktuğu için değildir.
"Nev-i beşerdeki fertler, bütün günah ve sevaplarıyla tekmil ruhlarını cemiyete arzettikleri nispette, ondan hisselerine isabet eden gam ve süruru istismara, gayrı kabili içtinap bir surette müstahak olurlar."