Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Allah Teâlâ Hazretleri (şu âyetle) ümmetim için bana iki emân indirdi: 1. Sen aralarında olduğun müddetçe Allâh onlara (umûmî bir) azap indirmeyecektir. 2. Onlar istiğfarda bulundukları müddetçe, Allâh onlara azâb etmeyecektir. (el-Enfâl, 33) Ben aralarından ayrıldığımda, (Allâh'ın azabını önleyecek ikinci emân olan) istiğfârı kıyâmete kadar ümmetimin yanında bırakıyorum." (Tirmizî, Tefsîr, 8/3082). HER DERDE ÇARE.-- ADEDSİZ ***استغفر الله***
İnsanoğlu için en büyük tehlikenin açlık, deprem, mikroplar, kanser olmayıp, yalnızca insanın kendisi olduğu, göz kamaştırıcı bir açıklıkla ortaya çıkmıştır. Nedeni ortada: Ruhsal yaraları saracak, etkili bir çare yok henüz, oysa bu yaralar doğanın en acımasız, en büyük yıkımlarından daha da yok edicidir! İnsanı olduğu gibi, halkları da korkutan en büyük tehlike, psişik tehlikedir. Beliren genel güçsüzlüğün nedenleri, bilinçaltını hiç dikkate almaksızın tek bilinçle, ama yalnızca bilinçle ilgilenilmiş olmasıdır. Bunun sonucu olarak insan için en büyük tehlike, bilinçaltı etkilerin biriktiği kitleden kaynaklanır ve bilincin akılcı direnmelerini susturur. Her kitle örgütü, dinamit yığınından farksız gizli bir tehlike oluşturur. Çünkü buradan, kimsenin istemediği ve hiç kimsenin de engelleyemeyeceği etkiler yayılır! Bu nedenle psikolojinin ve onun bilgilerinin, buluşlarının yaygınlaşması ve böylelikle insanların başları üzerinde dolaşan büyük tehlikelerin nereden kaynaklandığını öğrenmeleri gerekir. İnsanların, modern savaşlar olarak beliren büyük yıkımlardan kendilerini korumaları herkesin tepeden tırnağa silahlanmasıyla olmaz! Silah yığınları savaşları gerekli gösterir! Gelecekte, bilinç setlerini yıkıp kurtularak dünyayı tehlikelere sürükleyen bilinçaltının yarattığı koşulları yok etmek, daha yeğlenir bir durum değil midir?
Reklam
Çare yoktu; Allah'ın mühürlediği kalbi kimse açamaz.
Geceye Dair
Başka Bir Zamana Yakışmayacak Kadar Soldu İçimdeki Rengarenk Çiçekler Çıkmaz Bir Sokağı Kendine Mesken Edinmek Zormuş Bildim Bana Soluklanacak Bir Kuytu mu Kaldı Hangi Merhem Çare Bu Bizim Yaramıza Sırtımdaki Kanburları Çıkaran Dertleri Nerede Yük Edindiğimi Unuttum ... . Tan Taşçı & Ziyan 🎹🎻🎸☕☕🚬 youtu.be/Rcs7ZlhlpAA?si=...
Bir şeyi yüreğinde ve aklında bitirmedikçe, gidişler ve kaçışlar çare değildir.
Ülkecek biz..
"...kişisel sorunlarım bir yana, dünyanın felâketlerinden, toplumsal düzenin haksızlıklarından, insanların birbirilerine acımasızlığından sorumluymuşum; bunlara bir çare bulmam gerekiyormuş gibi bir duyguya kapılmıştım."
Sayfa 10 - Yapı Kredi Yayınları
Reklam
Dil yaresini andıracak yare bulunmaz. Dünyada gönül yaresine çare bulunmaz.
Sayfa 54
Kadercilik genel anlamda insanların hayatlarını kontrol altında tutmak ve yönetmek için çaba harcamayarak kendilerini olayların akışına bırakması demektir. Kader inancı ile kadercilik anlayışı aynı şey değildir. Kadercilik anlayışına göre, başa gelecekler önceden bellidir ve olacağa çare yoktur, yazgı değiştirilemez, o halde kadere teslim olmak gerekir. Bu anlayışta başarı kişisel kontrole bağlı değildir.
Evet, asırlardan beri devam edip giden felaketlere bir nihayet vermek için insanlara hakikati öğretmekten iyi çare ve vasıta bulunamaz.
Çekin arabanızı, kumunuzu da çimentonuzu da sizin olsun, çevreye verdiğiniz rahatsızlıktan ötürü özür dilemenizden de zihnimi şantiye alanına çevirmenizden de sabah akşama değin bitmeyen gürültülü sen de bıktım usandım. Aksa da koksa da memnunum halimden, evime usta almaktan bile hazmetmem kaldı ki siz zihnimi bina hasarlı, yıkmaktan başka çare yok bahanesiyle istimlak ettiniz.
Reklam
Yakamızdan hiç düşmemişler
XVII'nci asırda mülkî mansıplar evlâda intikal ettiği gibi, ilmî mansıblar da babadan oğula intikal etmeye başladı. Ulemanın beşikteki çocuğuna ilmî rütbeler verilir oldu. Böylece tarihlerimizde "beşik üleması" denilen câhil ülema zümresi türedi. Annelerinden âlim doğan, okumadan hoca, yazmadan kâtip olan bu adamlar bir araya gelip ilmî mubahaseler yaparlardı. Mevzuları Şeytan, melek var mıdır? Firavun acaba imân etmiş mi idi, etmemiş mi idi gibi incir çekirdeğini doldurmayan, fakat bir asrı mükemmelen dolduran meselelerdi. Ele geçirmek istedikleri bir mansıbı elde etmek için başvurdukları çare, rüyalarında Hz. Peygamberi görmekti. Şuaravizâde, Mısır mansıbını elde etmek için «Mısır'ı rüyamda Hz. Peygamber bana verdi. Her kim tasarrufa yeltenirse elbet ki gazaba uğrar. Hânümânı berbat olur. Hayır görmez. diyerek rakîplerini susturmuş ve Mısır mansıbını ele geçirmiştir.
Sayfa 31 - Kastaş Yayınları
#yusuf
Yoruldum! Bir duvar kenarında oturup içim içimi yerken öylece suskun bir tavırla sokuldum içime. Bir sokak çocuğu geçti önümden;durdu ve bana baktı(yalvarırcasına bir tebessüm bıraktı,yüzünde düşen bin parça idi.) Ağladım! İçimde ki ateş daha çok Harlandı;yavaş yavaş süzüldü göz bebeklerimden narin göz yaşlarım. Ama ne çare gelir elden.
“Hiç beni düşünme! Ben gönlümü yenerim. Ben kendime bir çare bulurum.”
Sayfa 25 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Çilesiz yol olmaz Gurbetsiz ev olmaz Ben gidiyorum ahirim Senden başka sevdiğim olmaz Sen benden gidecekmisin Gönlüme küsecekmisin Şu alem sensiz bir zindan Beni senden edecekmisin Gözlerim doldu, sen diye Yandım ahu-zarından Yusuf gibi kuyuya düştüm Züleyha bir-çare, sen sen diye Şu fırtına durulmaz Mavallara kanmaz Gönül kapım kilitli senden başkasına açılmaz
Ne yaptıysam olmadı ne çare unutamadım gitti
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.