Mistik akım der ki, "arzuları yok edin." Fakat arzular bize verilmiştir yok etmek nâmümkün. Materyalist akım da der ki, "arzuları yaratın, doruklarda yaşayın" fakat İslam der ki, "arzularınızı kontrol edin!" Bu ne incelik, bu ne gerçeklik, bu ne tatmin ediciliktir, hayran kalmamak elde değil. Ve yine mistik akım "ibadet" derken; maddeciler "hıfzıssıhha" diyor. İslam "namaz" deyip noktayı koyuyor. Son olarak mistisizm "sadaka", materyalizm "vergi" derken; İslam "zekat" diyor.
Alıntı
Aliya İzzetbegoviç Savaş sırasında, uluslararası savaş muhabirleri randevularına gelmediğinde; sebebini sorar. O gün Saraybosna yoğun bir saldırı altında olduğu için, muhabirler çıkamamışlardır. ‘Bunlar nasıl savaş muhabiri?’ sorusunu sormadan edemez. ‘O ki onlar bize gelmiyor, biz onlara gidelim.’ der. Korumasının ısrarına rağmen, makam arabasına binmez.
Başkanlık sarayından otele kadar birkaç kilometrelik bulvarda yürümeye başlar. Silah seslerinden gayri her şeyin sükût ettiği o yürüyüşe, sokağın bir kenarında saklanmaya çalışan bir kadının sesi katılır: ‘Aliya korkmuyor musun?’ Aliya o kadına verdiği cevapla, cesaretiyle tarihte iz bırakmış siyasetçilerin arasına katılmaz; aksine ilk kavşakta onlardan ayrılır, kendi yalnızlığına döner: ‘Korkuyorum! İnsanım ben. Fakat beni yürüten şeyler, korkularımdan büyük.’
Merhaba derken..
Hiç düşündük mü? Bu yazıyı okuduğumuz cihazdan tutun elbiselerimizdeki fermuara kadar örneklerini çoğaltabileceğimiz bir sürü hayatı kolaylaştıran eşya nasıl ortaya çıktı? Cevabı MERAK ‘tır. Şöyle ki bugün yaşadığımız dünyadan herşeyi çekip alsalar(asfalt yolu bile) çıplak kalan insan en savunmasız varlık olarak ortada kalacaktır. Çünkü bir hayvan gibi ne gagası vardır ne pençesi ya da renk değiştirip doğaya uyum sağlayamaz. Bugün sahip olduğumuz insanlık bilgisi sadece ikiyüzbin yıl kadar geriye gidebiliyor. Ve o insanlar tam da böyleydi. Çıplak ve korunmasız. Ve bu hayatta kalma isteği merakla birlikte insanın gelişimini sağladı. Beşeri bilimlerden fenni bilimlere kadar bütün bunların temsilcileri hep aynı şey sebebiyle bir yerlere gelmiştir. Merak. Aristo’dan Galileo’ye Newton’dan Einsten’e Doğuda ve Batıda niceleri aynı şeyi yaptı. Merak Etti. Sorular sordu ve cevaplarını aradı. Velhasıl Merak etmek insanın fıtratıdır,özüdür. Bilge Kral Aliya İzzetbegoviç der ki:” Bütün canlılar kafasını sağa sola çevirebilir. Sadece insan kafasını yukarı kaldırıp yıldızlara bakarak düşünür...” Merak etmek ve düşünmek insanın fıtratı iken “merak etmeyin, sorgulamayın, biz ne anlatırsak onu yapın” diyenlere uymak aslında insanın kendi şahsına bir saygısızlık değil mi?
Kur’an” Müslüman ol ki, iyi insan olasın” demez, “İyi insan ol ki, Müslüman olasın” der..
Aliya İzzetbegoviç
Unutulmuş insanlar, Sırp katliamları, Mostar ve postmodern kurmaca
YouTube kitap kanalımda Mehmet Yılmaz'ın Yola Düşen Gölgeler kitabını önerdim: ytbe.one/o73ZS-Wrw04
Yanımızdan öylece geçip giden insanların yüzündeki yaşanmışlıkları görmeye kendi hayatımızı düşünmekten hiç fırsat bulabildik mi? 
Mehmet Y. bu kadar ticari imkansızlık ve zor koşullar içinde kıvranan edebiyat
