Allah'ım! Yüceler Yücesi Allah'ım! Kendisiyle düğümleri çözeceğin, kederleri gidereceğin, tasa, gam ve hüzün sebeplerini yok edeceğin ve talepleri gerçekleştireceğin bir salåt ile Efendimiz'e (sav) salât eyle. Allah'ım! Rahmetini benden uzaklaştıracak, gazabını bana yakınlaştıracak, ikramlarından beni mahrum bırakacak veya
Sayfa 341Kitabı okudu
Allah' ım! Yüceler Yücesi Allah' ım! Kendisiyle düğümleri çö­zeceğin, kederleri gidereceğin, tasa, gam ve hüzün sebeplerini yok edeceğin ve talepleri gerçekleştireceğin bir salat ile Efendimiz'e (sav) salat eyle. Allah' ım! Rahmetini benden uzaklaştı­racak, gazabını bana yakınlaştıracak, ikramlarından beni mahrum bırakacak veya
Sayfa 339Kitabı okudu
Reklam
Allah'ım! Yalnız sana sığındım, bir tek sana iltica ettim. Hakkında, 'Biz senin sadrına inşirah vermedik mi?' buyur­duğun Peygamber Efendimiz aşkına, Onun (sav) göğsünü genişlettiğin gibi benimkini da genişlet. Onun (sav) işlerini kolayiaştırdığın gibi benim işlerimi de kolaylaştır. Ben zaafla­rımın esiri olarak Seni unutursam ne olur, Sen bana unutma muamelesi yapma. Seni en güzel andığım zamanlarda nasıl anıyorsan beni, unuttuğum zamanlarda da öyle an. Sana itaat ettiğimde bana nasıl merhamet ediyorsan, isyanda bulundu­ğumda da öyle merhamet et.
_Binbir Gece Masalları'nı anlatan, Şehrazat’tır. _Eski zamanlarda Hint ve Çin diyarlarında hüküm süren Şehriyar ve Şahzaman adlı iki kardeş hükümdar, eşleri tarafından aldatılmışlar. Bu olayların etkisiyle Şehriyar, kendi ülkesinde, her gün bir kızla evlenip ertesi gün onu idam ettirir olmuş; bu yüzden vezirin güzel, bilgili ve akıllı kızı
Nihayetinde Hz. Ali, asıl söyleyeceği sözü söylemeye başladı: "Ey Zübeyr! Hatırlıyor musun, sen ile Efendimiz bir gün Medine'de Ganemoğulla- rı'na ait bir bahçede oturuyordunuz. Ben sizin yanınıza doğru yaklaştım. Efen- dimiz beni görünce gülümsedi, sen de gülümsedin. Allah Resûlü sana sordu: Ey Zübeyr! Ali'yi seviyor musun?' Sen dedin ki: 'Evet Yâ Resûlallah! Seviyorum, hem de çok seviyorum.' Efendimiz (sas) o anda sana döndü ve dedi ki: 'Ey Zü- beyr! Unutma, bir gün Ali ile sen karşı karşıya gelip birbirilerinize kılıç çekeceksiniz. O gün sen haksız olacaksın, Ali ise haklı olacaktır."(81) Ar- dından Hz. Ali, şunları da ekledi: "Ey Zübeyr! Şimdi söyle Allah aşkına, bu sözleri hatırladın mı?" Hz. Zübeyr bir anda geçmişe doğru pencere araladı ve bu söylenenleri çok iyi hatırladı. Evet, nasıl unutmuştu bunu? Bir anda kılıç elinden düştü, yere çömeldi, elini başının üstüne koydu ve tüm bu söylenen- leri bir kez daha hatırladı. Öylece biraz kaldı, sonra ayağa kalktı, gözlerinden yaşlar boşanıyordu. Ali'ye döndü ve gözyaşları içerisinde dedi ki: "Ey Ali! Artık, bana dünyaları dahi verseler ben sana karşı asla savaşmam." Araların- da geçen bu konuşmalardan sonra Hz. Ali kendi askerlerinin içerisine, Hz. Talha ve Hz. Zübeyr de geriye, askerlerinin yanına çekildiler. Hz. Zübeyr döner dönmez atını hazırlamaya başladı. Kendisine hatırlatılan ve gayet de iyi anımsadığı o müthiş nebevi ihbar-1 gaybiden sonra artık bir dakika dahi durmadı, geldiği gibi Medine'ye geri döndü.
Sayfa 233Kitabı okudu
_Din, yaygın bir tür ruh hastalığıdır; saplantı nevrozudur, çarpıtılmış masallardır, gerçeğin inkarı sonucu oluşan toz pembe yanılsamalar sistemidir, uydurmadır, hurafedir, putperestliktir. Bu putlar ise kendi fantezilerimizdir. Dine karşı olan şeye hakikat denir. Tanrı ise abartılmış bir baba figürüdür. _Din, ırkın karakteridir _Uygarlığı
Reklam
20 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.