Allah ehlinden her şahsın Allah'a ulaşmak için bir yolu vardır ve başkası onda yükselemez. Allahu Teala'nın Tecellileri herkez için farklı farklıdır, bir kuluna ettiği Tecelliyi başka bir kuluna yapmadığı gibi o kuluna yaptığı Tecelliyi ikinci bir kez kullanmaz. Bu Allah''ın Sünnetullahı, hazinesinin genişliği yani İsimlerinin sayısızlığıdır.
(Muhyiddin Arabi - Fütühatı Mekkiye )
Sözünü ettiğimiz öncü isimlerden birisi olan Muhyiddin Ibn Arabi, yaratılışı 'tecelli' kavramı merkezli olarak açıklar: yaygın olarak benimsenmiş olan, yaklaşık anlamı "gizli hazine idim, bi- linmek istedim" şeklindeki 'kenz' hadis-i kudsisi anlamı çerçeve- sinde bilinmek için yaratmış olduğu kâinat (âlemler), Hakk'in si- fatlarının ve isimlerinin tecelligâhıdır. Bundan dolayı İbn Arabi, ilahi isimlerin varlığını âlemin varoluş sebepleri içinde görür. Sü- filer arasında yaratılış konusunda genellikle benimsenmiş olan yaklaşımdır bu). Yine, her tecelli edişe (zâhir oluşa) karşılık gelen bir perde ve örtmenin de varlığı söz konusudur. Tecelliler açısın- dan insan küçük âlem', kâinat da 'büyük âlem'dir. Tasavvuf ch- linin önde gelen yorumcularına göre tecelli sürekli ve sınırsızdır; Allah'ın isim ve sıfatları sınırsız olduğu için tecellileri de sınırsız-dır. İbn Arabi'nin üzerinde çokça durulan bir görüşü de 'alemin, tecellinin ve yaratmanın sürekliliğinin bir sonucu olarak sürekli olarak her an- yenilenmekte olduğu görüşüdür.
Şeyh bu dünyaya "rüya gibi" denmesinin, nasıl bir rüya tabir ediliyorsa, dünya ve içindeki herşeyin de tabir edilmesinin gerek li olduğu gerçeğini yansıttığını söyler. Öte yandan, gerek içimiz de gerek dışımızda algıladığımız şeyleri sadece bir görüntü ola rak kabul edip, bunların başka anlamlar ifade ettiğini düşünmek de oldukça
İnsan, Allah'ın isimlerinin tecelli yeri, yani mazharıdır. Ama Allah'ın isimleri itibari midir, hakiki midir? Dolayısıyla dış dünyada mevcut olan varlıklar, gerçek midir, hayalî midir, gölge varlıklar mıdır? Bu mesele de ta "Eflatun" öncesinden beri Yunan'da ve bilhassa İslâm dünyasında tartışılagelmiştir. Vahdet-i Vücud
Türkiye Yazma Eserler Kurumu kısa bir süre önce; Dini ilimler, araştırma, inceleme, felsefe, bilim, edebiyat, sanat gibi pek çok alanda bir hazine niteliğindeki arşivi e -kitap olarak paylaşıma sundu; İlgilenen arkadaşlar için linkini iliştireyim. :)
ekitap.yek.gov.tr
...
Türkiye'de ve dünyada İbn Arabi'nin eserlerinin sayısız
Allah'ın varlığı ve birliği isimlerinin bu alemdeki tecellileri, atomdan galaksilere kadar O'nun eseri icadı ve tasarrufu olduğu
Maddeperest ve akılları gözlerine inenleri susturan ve bir kısmını inşallah imana getiren "Tabiat Risalesi"
Peygamber Efendimiz (a.s.m) yaşadığı hayat, gerçek saadetin ve insanca yaşamanın tek yolu olduğu hakikatı
Alevîlik ve Şialık nedir? Temelde ehl-i sünnetle aralarındaki mes'ele nedir? Hem çareleri nelerdir?
İktisadın ne kadar lüzumlu olduğu israfın ne kadar zararlı olduğu hakikatı.
Hastalara gerçek birer teselli veren devalar,
İhtiyarlığın hakiki mahiyeti ve imanlı ihtiyarlıktaki manevi sürur ve zevkleri gösteren bir risale
Tesettürün sebep ve hikmetleri,
İhlasın nasıl kazanılacağı ve muhafazası,
Hangi sevinç hakikidir, hangileri aldatıcı?
Lemalar hayatınıza huzur veren yeni manalar kazandıracaktır.
Sonra Cenâb-ı Hak “innehû enallâhu” ya’nî “mutlaka O (Hû), Ben Allah’ım” cümlesini, “lâ ilâhe illâ ene” ya’nî “ilâh yok; ancak Ben varım;” ile tefsîr etti. Ya'nî "İbâdet edilen ilâhlar, benden başka değildir." O putlarda ve feleklerde ve tabîatlarda ve her millet ahâlîsinin ibâdet ettiği şeylerde,
Rahîm ismi şefkat etmek ister, Rezzak ismi rızık vermek iktiza eder, Latîf ismi lütfetmek istilzam eder ve hâkeza bütün esmanın birer birer muktezası vardır.