Bu kitap, okumaya niyet etmem ve okumaya başlamam arasında baya bir süre bana yoldaşlık etti; otubüste, trende, deniz kenarında, bir parkın bankında. Uzun zaman bakışıp durduk, bütün gözyaşlarıma, çaresizligime, yalnızlığıma şahitlik etti. Bir dost gibiydi. Ve sonunda okuyabilmek nasip oldu.
Her yaraya merhem olacak nitelikte öyle isabetli cümleleri var ki ama ben şu sözlerden sonra başka söze hacet kalmadığını düşündüm;
- Kendi sesinle haykırdıysan, kendi gözyaşlarınla ağladıysan, kendi gözlerinle gördün ve kendi düşüncelerine düşündüysen, kendi rüyalarınla uyudun ve kendi dualarınla yakardıysan, sana ait bir ömür sürdün demektir..
- Alvin Toffler gibi yazarların ifadesiyle, 'kullan-at' toplumunun ortaya çıkışının işaretleri 1960'lı yıllarda belirmeye başlamıştı. Bunun anlamı sadece üretilmiş malları atmak değildi... aynı zamanda değerlerin, hayat tarzlarının, istikrarlı ilişkilerin, şeylere, binalara, yerlere, insanlara ve eyleme ve olma konusunda öğrenilmiş tarzlara bağlılığın da atilabilmesi anlamını taşıyordu...