Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.11
Temmuz Çocukları / Menekşe Toprak
Sadece bedenleriyle göçseydi insanlar, anavatandan kopuşlar o denli sancılı olmayacaktı kuşkusuz. İnsanlar yaşanmışlıklarıyla da göçerler, hatta yaşanmamışlıklarıyla. Acabalarını, belkilerini, keşkelerini de koyarlar götürecekleri bavullarinın içine. O nedenledir ki yeni vatanları olacak o yerin yabancısı;
Stockholm Rüzgarı
Kitabı aldığımda ismi çok ilginç gelmişti bi diğer garipsediğim durum da 1974 yılından itibaren yazılmaya başlansa da bu eserin tam 29 yıl sonra bitmiş olması. Nedeni "gerçeğe gerçek dışından ulaşmak" için gerekli mesafeye sahip olmadığına inanmasıdır yazarın. Stockholm hikayesi ele alınıyor. Hem psikolojik hem de dönemin siyasetini yansıtan bir çırpıda okunabilecek bu kitap çok sağlam bir kurguya da sahip. Olay 2 kanal kullanılarak veriliyor. İntikam almak isteyen bir gencin mülteci arkadaşlarıyla yaptığı bir plan dahilinde olay akıp gidiyor. Ama unutmamak lazım İNTİKAMIN BİLE BİR DÜZEYİ VAR ALÇAKÇA OLMAMALI derler. Gerçi kahramanımız Sami'nin planı anadil yüzünden sekteye uğrar. İsveçte aynı dili yani Türkçeyi konuştuğu bu adamı öldürüp öldürmeme konusunda duyguları onu ele geçirmiş durumda olan bir karakter...
Bir Kedi,Bir Adam, Bir Ölüm.
*** Ondan bu kadar nefret etmeme ve ölmesini dilememe rağmen niye inatla hergün görmeyi, konuşmayı sürdürdüğümü çok düşündüm. Belki de anadil sebep oluyordu bütün hunlra. Anadil öyle bir şeydi ki aynı şeyi başka dilde söylediğinde bütün anlamı,rengi,kokusu yitip gidiyordu. Düşmanımla paylaştığım en önemli şeydi bu.(...) Bir Varlık yokluk meselesi.
Zülfü Livaneli bu romanını yazmaya başlayıp yarıda bırakıp tam 29 yıl sonra tekrardan yazmaya karar vermiş. Nedeni ise gerçeğe gerçekdışından ulaşmak olarak tanımladığı için. Zülfü Livaneli’nin gerçekten çok cesur bir dili var. Bunu, okudukça çok daha iyi anlıyorum. Sanki kitaplarının tümü aynı ama hepsi birbirinden farklı gibi. Çok samimi geldi bu kitap bana herşeyden önce.
Avrupa’daki siyasi sürgünlerin yaşamını ve bu ülkenin gerçeğini net bir şekilde anlatıyor. Kitaplarında kendi deneyimlerini yazdığı kahramanlarına çok güzel mal ediyor. Buda okuru heyecanlandırıyor ve meraklandırıyor.
Özlem, dehşet ve nefret duygusunu bastırabilir mi? Bunun cevabı içinde bir yerlerde gizli.
Keyifli okumalar.
Azınlık Çocukları
Türkiye azınlık olarak Ermeni ve Rumlara ilişkin sınırlandırmış, Alevi ve Kürtlere bu haklar uluslararası sözleşmelerde geçirilen hakları göz ardı edilmiştir. Bu göz ardılar çekinceler, azınlık olarak sayılabilecek halkların ya da grupların azınlık haklarından faydalanmasını engelleyerek onları ve onların çocuklarının kendi dil, eğitim ve kültür
TÜRKÇENİN GÜCÜ ÜZERİNE YORUM
İnsanlar anadillerine önce anne karnında şahit olup daha sonrasında anadilini anneleriyle öğrenirler. Rahmetli Türk Dilbilimci Doğan Aksan da anadil üzerine yazdığı Türkçenin Gücü kitabını, giriş sayfasına not ekleyerek annesine atfetmiş. Aşırı manidar bir hareket doğrusu.
Kitap, adından da anlaşılabileceği üzere Türkçenin güzelliklerini, gücünü kanıtlarıyla ve örnekleriyle bize sunuyor. Okurken Türkçeye hayran kalacaksınız. Kitabı bitirdiğinizde Türkçeye karşı daha duyarlı, bilinçli, bilgili birisi olacaksınız. İyi okumalar dilerim, Türkçeyle kalın...
Kitabın isminden de anlaşılacağı üzere anlatıcımız bir kutup ayısı. Evet, belki bir kutup ayısı; ama bizim belgesellerde görmeye alıştığımız yalnız başına bir buzul parçasının üzerinde savaş vermeye çalışan bir ayı değil. Tam tersi, Tawada bu üç nesil kutup ayısını, belli bir dönemin yaşam koşullarını, ekonomik, politik ve siyasi düzenini Kafkaesk
