Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Türk Ortodoksları Nüfus Mübadelesine Neden Dahil Edildi?
Lozan'da Türk Ortodokslarını diğer Rumlardan ayrı gördüğünü defalarca dile getiren Türk hükümeti neden bu insanları Yunanistan'a gönderme kararı almıştı? Daha açık bir ifade ile Türk hükümetini milli mücadeleye destek veren ve her fırsatta Türk olduklarını dile getiren bu insanları ülkeden göndermek zorunda bırakan sebepler neler
bütün Doğu Cephesi'nde Ermeniler ilerleyen Rus Ordusu'nun gerisinde kalan yerlerde Türk halkına yönelik saldırılar örgütlemeye başlamışlardır. Ermeniler, sadece Türkleri değil, örneğin Trabzon'da Rumları ve Hakkari çevresinde Musevileri de katletmişlerdir. Ermeni çeteleri, etnik temizliğe dayanan bir Ermenistan oluşturulmak istenmektedir. Ermeni aydınları, Anadolu'nun değişik bölgelerinde ayaklanmalar örgütlemeye başlamışlardır.
Reklam
.... Ankara' ya ayak bastığı 27 Aralık 1919 günü ile Ankara' da Büyük Millet Meclisi hükümetinin kurulduğu, bir Anadolu devletinin doğduğu 23 Nisan günü arasında geçen günlerinin hayatının en mihnetli, fakat o nispette kişilik ve karakter yorucu, geleceği hazırlayıcı; ama bunalımlı günleri olduğunu belirtmekte hata yoktur. Ankara dışında bir tepenin üzerinde iki katlı bu soğuk ve çıplak mektep binasına kapanmış olan, gece gündüz didinen, bocalayan bu 'Tek Adam' o günlerde, denebilir ki kaderiyle tek başına boğuşuyordu. Ne ordusu, ne askeri vardır. Dünyanın yedi düveli, karşısında cephe almıştır. Padişah onu asi ilan etmiştir. Kellesini getirene ödül vardır. Anzavurlar, Gavur İmamlar, saraya cariye satarak şereflenen Gürcü, Abaza, Çerkez Beyleri ayaklanmışlardır. Yerli, yabancı casuslar seferberdirler. Her taşın altında bir yılan kaynar. Yunan ordusu batıdan ilerler. Fransız' ı, İngiliz'i, Ermeni çetecileri güneyden yürürler. Karşı çeteler düşmanla el eledir. Karadeniz bölgesinde Pontus Rumları asidirler. Etrafındaki şehirlerde, köylerde zaman zaman garip belirtiler veren esrarlı bir hazırlanış vardır.
Sayfa 211Kitabı okudu
Hani biri "Bir hırsız yakaladım" demiş. "Getir gel" demişler. "Gelmiyor" demiş. "Peki sen gel." demişler, "Bırakmıyor" demiş! Konstantin de şimdi İzmir'e çıktı: Ordusuna "İleri!" emrini vermek istedi. "Gitmiyor" dediler. "Geri gelsin!" diyecek, o zaman belki de "Gelemi­ yor" diyecekler!
Erzurum'da Diyarbakır'da, Sivas'ta, Kastamonu'da, Adana'da, İzmit'te ve başka yerlerde, Stepan'ın anlattıklarından da korkunç olaylar olduğunu duydum sonradan Zaman her şeyi yutup geçiyor... Herhangi bir tarih kitabını açın bugün: Ermenilere karşı Birinci Dünya Savaşı'nda yürütülen zulüm ve katliamla ilgili, birkaç kuru satır bulursunuz, o kadar. Bir de belki, soğuk ve cansız birkaç istatistik... Bu istatistiklerin kimisi kurbanların sayısının bir milyona ulaştığını; kimisi de bir milyonu aştığını söyleyecektir size. Kimisi de belki Rumları da ekleyerek, bu sayıyı, bir buçuk milyona yükseltecektir...
Sayfa 122 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
1919-1922 yılları arasında Pontus meselesi Türk-Yunan ilişkilerindeki meselelerden bir tanesi haline gelmişti. Bu dönemde Doğu Karadeniz Rumları ve Yunanistan bir Pontus devletinin kurulmasını ve mümkünse bu devletin Anadolu'ya uzanacak olan 'Büyük Yunanistan'ın bir parçası haline gelmesi için uğraşmışlardı. Batı Anadolu'daki
Sayfa 136 - Türk Tarih Kurumu YayınlarıKitabı okudu
Zorunlu göç sırasında Rumlar genellikle kıyı bölgelerinden iç bölgelere sevk edilmişlerdi. Bazen de göç ettirme, sadece bazı şehirlerdeki Rumlar'ın birbirleriyle yer değiştirmeleri şeklinde gerçekleşmişti. Her ne kadar zorunlu göçün sağlıklı bir şekilde yürütülmesi için Nureddin Paşa tarafından ilgili makamlara emirler gönderilmişse de
Sayfa 127 - Türk Tarih Kurumu YayınlarıKitabı okudu
Her ne kadar Ankara Hükümeti yetkilileri zorunlu göç kararının Yunan işgali altındaki topraklarda Müslüman ahaliye yapılan kötü muameleye karşı bir misilleme olmadığını belirtmiş olsalar da bu mesele yabancılar tarafından misilleme gibi algılanmıştır. Mesela Amiral Bristol, Doğu Karadeniz bölgesindeki Rumlar'ın zorunlu göçü hakkında Amerikan Dışişleri Bakanlığı'na yazdığı bir mektupta, Anadolu'nun bir bölgesinde Yunanlar'ın Müslüman ahaliye karşı yaptıkları baskının, Türkler tarafından Anadolu'nun başka bir tarafında göç ettirmeyle cevaplandırıldığını ve Müttefikler, Yunanlar'ın Anadolu'nun bir kısmını işgal etmesine ve burayı askeri operasyonlar için üs olarak kullanmasına izin verdikleri sürece bu durumun daha da kötüleşerek devam edeceğini düşündüğünü belirtmişti. Zira, Trakya'yı işgal eden Yunanlar, Edirne'den uzaklaştırılan Müslümanlar'ın geri dönmelerine izin vermemişlerdi. Bu Müslüman muhacirler İstanbul'da sefil bir halde kalmak zorunda kalmışlardı. Bununla birlikte Yunanlar'ın yaptığı uygulama ile Ankara Hükümeti'nin tatbik ettiği zorunlu göç arasındaki temel bir fark vardı. Yunanlar işgal ettikleri bölgelerdeki Müslümanlar'ı kendi işgal bölgeleri dışındaki yerlere doğru uzaklaştırılırken Ankara Hükümeti kontrol ettiği bölgelerin dışına Rumlar'ı çıkarmamıştı.
Sayfa 126 - Türk Tarih Kurumu YayınlarıKitabı okudu
Yakındoğu Muavenet Cemiyeti'nin Yakındoğu'daki faaliyetleri hakkında 1930 yılında yayınladığı kitabında James Barton, Osmanlı İmparatorluğu'nun Batı medeniyeti kıstaslarına göre hiçbir zaman iyi yönetilmediğini iddia etmişti. Barton'a göre kendi şahsi hırsları peşinde koşan sultanlar yüzünden ülke entellektüel, endüstriyel,
Sayfa 123 - Türk Tarih Kurumu YayınlarıKitabı okudu
208 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.