Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Şunu da söyleyelim; Türkler Hıristiyan oluyorlar ama milli kimliklerini kaybetmiyorlar. Türkler arasında; hem Yahudi olmuş hem de Yahudiliğin iki dalına birden girmiş olanlar var; hala Türkçe konuşuyorlar. Kırım'da Kırımçaklar var, Karayların aksine Talmud'a inanan, Ortodoks Yahudi inançlılar var. Ancak Türk dilinden başka dil bilmezler. Ne Yidiş ne de İspanyolca, sadece Türkçe konuşurlar. Hatta "raşi" dediğimiz İbranca harflerle duaların Türkçe yazılması söz konusudur. Mesela Gagavuzların nesi Türklükten uzak? Türkçe konuşuyorlar. Anadolu'da da Karaman Rumları vardır; Türk'türler. İncilleri Yunan harfleriyle ama temiz bir Türkçe ile yazılmıştır.
Mustafa Kemal Paşa'nın Samsun'a geldiği gün memleketin genel durumu şöyle idi: Millet yoksul ve yorgun, Padişah devletinin geleceğinden kuşkulu, hükümet beceriksiz ve korkak, ordu başsız ve silahsızdı. İstanbul'da İtilâf Devletlerinin orduları ve donanması vardı. Adana Fransızların; Urfa, Antep, Maraş İngilizlerin; Antalya ve Güneybatı Anadolu İtalyanların; İzmir Yunanlıların; limanlar ve istasyonlar İtilâf Devletlerine ait askeri birliklerin işgali altında idi. Trakya'da, Yunan subayları tarafından kurulmuş Rum çeteleri Türklere saldırıyorlardı. Doğu sınırı Ermeni askerleriyle sarılmıştı. İğdır ve çevresinde iki, Kars'ta bir, Göle'de bir, Çıldır'da bir, Sarıkamış'ta bir, Kağızman'da biralay Ermeni askeri vardı. Ermeniler, doğu illerimizi içine alacak olan Büyük Ermenistan hülyalarını gerçekleştirebilmek için fırsat kolluyorlardı. Doğuda ayrıca bağımsız Kürt Devleti kurma gayretleri de vardı. Doğu Karadeniz bölgesinde Pontusçular faaliyet halinde idiler. Samsun–Sivas bölgesindeki Pontusçular şiddet hareketlerine başlamışlardı. İstanbul Patrikhanesi'nde kurulan Mavri Mira Heyeti illerde çeteler teşkil ediyordu. Pontusçuluk hareketinin başında Fokinidis ve Andriyadis isimli iki Rum mebus vardı. Rum okulları Ortodoks Hıristiyan gençleri silahlandırıyor, Yunan Kızılhaçı da Mavri Mira'nın çalışmalarını destekliyordu. Trabzon bölgesi Rumları bir yandan Paris Barış Konferansı'ndan olumlu bir karar almaya çalışıyor, bir yandan da bölgedeki çetelerini faaliyete geçirmeye uğraşıyorlardı.
Reklam
318 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Dört oğlunu da Çanakkale savaşına gönderen ve oğullarından geriye yalnızca künyeleri geri dönen Rum kadını Lena ana, Poyraz Musa, Sarıkamışta düşmana karşı Türklerle omuz omuza çarpışan Vasili, Nişancı Veli, Dengbej Uso, Melek Hatun, Musa Kazım Agaefendi ve diğerleri... Savaşlar, kırımlar, yıkımlar, altüst olmuş yaşamlar... Türk Yunan mübadelesi
Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana
Fırat Suyu Kan Akıyor BaksanaYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 20206,5bin okunma
Osman Gazi: 1284 te 70 kişiyle İnegöl zaptına giderken Rumların pususuna düştü, fakat bozulmadı. Bu çarpışmada yeğeni Baykara şehit düştü. Sonra 300 kişiyle Kocahisar (veya Kulacahisar)ı basıp aldı. Bir müddet sonra Rumlarla Büyük Eğizce Savaşı'nı yapıp kazandı. Bunda da kardeşi Sarubatı Savcı Beği şehit verdi. Sonra İnegöl'ü zapt etti. 1291 de MudurnuGöynük seferini yaparak Rumları kılıçtan geçirdi. Kaldırık Derbendi'ndeki savaşta Rumları bozup Bilecik ve Yarhisar'ı aldı. 1299 da Yalova'da Rumları bozguna uğrattı. 1301 de Koyunhisarı önünde üstün bir Rum ordusunu yendi. Bu savaşta kardeşi Gündüz Beğ ve Gündüz Beğ'in oğlu Aydoğdu şehit düştüler. 1308 de Koçhisar'ı, 1313 te Akhisar'ı aldı. Geyve tekfurunu de bozup kaçırdı. Bütün hayatında adaleti ve iyi tedbiriyle Anadolu tımarlılarını çevresine topladı. Düşmanlarından pek çok ganîmet aldı. Fakat öldüğü zaman hiçbir şeyi çıkmadı. Acaba, Osman Gazi, bunun için mi gafîl olmaktadır?
Orhan Pamuk
Yıkıntıların Hüznü: Tanpınar ve Yahya Kemal Kenar Mahallelerde Tanpınar ile Yahya Kemal İstanbul'un ücra, uzak ve fakir semtlerine birlikte uzun yürüyüşlere çıkarlardı. İkinci Dünya Savaşı sırasında Tanpınar bir kere tek başına gene aynı yerlerde, “Kocamustafapaşa ile surlar arasındaki o geniş ve fakir semtlerde” dolaşırken bu yürüyüşlerin
İngilizler gelince, mahpusta bulunan kanlı katil, şerir bütün Rumları tahliye ettiler. (...) Rumlar, İngilizlere güvenerek Türk köylerine taarruza geçtiler. İki gecede bir, bir Türk köyünü silah, para, eşya ve erzak almak üzere soyarlardı. Köylüler hükümete müracaat edince, İngilizlerin işe karışmasiyle köylülerin yalan söyledikleri gûya tahakkuk eder, İslam eşkiyalar tarafından taarruza uğradıkları kabul ettirilirdi.
Sayfa 194Kitabı okudu
Reklam
1912 ile 1922 yılları arasında çoğu Karadeniz Bölgesi'nden ya da Batı Anadolu'dan olmak üzere 300.000 kadar Rum açlık, hastalık ve cinayetler sonunda ölüm telefatına uğradı. Bunların bir kısmı Anadoludaki Yunan istilası sonrasında ölmüş, diğer kısmı ise I.Dünya Savaşı yıllarındaki sefalet sebebiyle ölmüştür. Yunanlıların Anadoluyu işgali Türklere olduğu kadar Anadolu Rumları'na da zarar vermiştir.
Sayfa 152 - İz Yayıncılık, 9.BaskıKitabı okudu
Korku, başıboş bir gece bekçisi gibi kimsesiz sokaklarda durmadan dolaşıyor ve Rumları sabahki o korkunç uyanışa hazırlıyordu şimdiden.
Sayfa 215Kitabı okudu
Geri120
209 öğeden 201 ile 209 arasındakiler gösteriliyor.