Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Apateizm nedir? . Okuyup öğrenince çok şaşıracaksınız. . En sade tanımı ile Apateizm, Tanrı inancına karşı ilgisizliktir. Apateistlere göre Tanrı’nın varlığının veya var olmamasının insan yaşamı için önemi yoktur. Bu yüzden apateizm bir inanç değil, inanca karşı bir tutumdur. . Apati (ilgisizlik) ve teizm (Tanrı inancı) kelimelerinin birleşiminden
İlk Duyuş
Erken Karboniferde ortaya çıkan yeni omurgalı yırtıcı türlerinin en dikkate değer olanı, anahtar deliği şeklindeki tuhaf göz yuvalarından adını alan ‘anahtar deliği' amfibileridir. Bunlar kulaklara sahip olan ilk dört ayaklı omurgalılardı. Peki, bu amfibiler hangi sesleri dinliyordu? Okuduklarıma göre, ses üretme yetenekleri geliştirmiş, ses çıkararak eşlerine kur yapmış veya bölgeleri işaretlemiş olabilirler. Durum böyleydiyse bile çiftleşme, erişkin omurgalı hayvan davranışının sadece bir yönüdür. Kanımca kulaklar, eklembacaklı yiyecekleri bulmak gibi günlük yaşamın daha sıradan işleri için daha kullanışlı olurdu. Büyük amfibiler, balıkları ve diğer amfibileri yemiş olabilir ama küçük kesinlikle amfibilerin çok çeşitli eklembacaklıları ve böcekleri yemiş olmalılar. Yaprak döküntüleri arasında hareket eden eklembacaklıların hışırtı hareketlerini, kırkayakların çiğneme seslerini ve yemeklerini çatırdatarak yiyen böcekleri veyahut ilk kez uçmaya hazırlanan yeni erişkinleşmiş böceklerin çırpınma hareketlerini kulaklarıyla duyabilirlerdi.
Sayfa 118Kitabı okudu
Reklam
Insan sözcüğü değerini yitirdi benim için, bir hıçkırık etkisi uyandırıyor kulaklarımda. En kötüsü, tarihe yön verdiğimiz yanilgisiyla yaşıyoruz sürekli olarak; bizden sonra gelecekler için yaşadığımızı sanıyoruz; onlar da kendilerinden sonrakiler için yaşarlarsa, insanlar var olmayan bir şey için yaşamış olacaklar.
La İlâhe İllallah’In Şartları (Başlangıç-1) :
“La ilahe illallah”ı söyleyen kimseye fayda verebilmesi için aşağıdaki şartların gerçekleşmesi gerekir. Bu şartlar gerçekleşmeden günde bin sefer La ilahe illallah söylense bile, söyleyen kimseye fayda vermez. Şunun iyi bilinmesi gerekir ki; bu şartlardan kasıt, lafızları saymak veya ezberlemek değildir. Zira bu şartları gerçekleştirmiş ve ona
Çünkü bir erişkin gelişmesini tamamlamamıştır. Gelişmesini tamamlamamış bir insan ise kirlenmiştir. Oysa çocuklar tertemiz.
Sayfa 28 - Remzi KitabeviKitabı okudu
Yalnız uykunun değil senin de tutsağınım
Sayfa 12 - Remzi KitabeviKitabı okudu
Reklam
"Biliyor musun, aslında tapındıklarımız bizim düşmanımızdır. İnsanlar sevilmeyi isterler, kendilerinin köleleştirilmesini değil. Eşyalar bizi köle etmiştir kendilerine ve biz köleliğimizin farkında bile olamayacak kadar büyülenmişizdir. Bu yüzden içindeki hazineyi bulamıyorsun. Dolu eve hırsız girer. Onlardan kurtul. Kişi bunu fark ederse
Sayfa 218Kitabı okudu
Buraya 2019 da yazdığım bir yazıdan alıntı bırakıyorum…
Sıkılmadınız mı hep aynı şeyleri söylemekten? Yorulmadınız mı sonu aynı biten masalları anlatırken? Ben çok yoruldum sizi dinlemekten. Aynı zamanda bıktım sevilmemekten. İnsanlar umutsuz, hep üzülmekten. Şarkılar mutsuz sahipleri yüzünden. Kimler geldi, kimler geçti, bir anahtar deliğinden? Kiminin kalbi çalındı sevmekten, kimisi de çok kırıldı ölmekten. Ben neresindeyim masalların onu bilmem. Sadece seni bilirim ben çünkü hep seninleydim ben. Seninle ölürsem bıkarım dirilmekten…
İnsanlığın Dört Büyük Düşmanı Bunlar; bilgisizlik, dinsizlik, fakirlik ve hastalıktır. Din, bil giye dayandığına göre, fakirlik ve hastalığın sebebi de bilgisizlik olduğuna göre, insanlığın en büyük düşmanı yine bilgisizliktir. Öbür ikisi ile ilim ters orantılıdır. Bir memlekette ilim yayıldıkça hastalık azalır, fakirlik ve yoksulluk yok olur. İlim ve kültürde geri kalmış memleketlerde hastalık yayılır, fakirlik çoğalır. Yükselme ve kalkınma da ilimle orantılıdır. Bir millet, ilim ve kültürde ilerledikçe her bakımdan yükselir ve kalkınır. Hele günümüzde her şey bilgiye dayanır. Başarının bir anahtar da bilgidir. Bilgi, en büyük sermayedir. Bilinçli ve tecrübeli kimseler az sermaye ile büyük işler yapabilirler. Onlar, bilgisiz ve tecrübesiz sermaye sahipleri ile ortaklaşa çalışarak, parasız da olsalar büyük işlere katılabilirler.
Sayfa 205Kitabı okudu
Al sana bir gönüllü yargıç daha. Karşındakini kendin gibi sanıyorsun. Ama birden yargıç kesilip ayaküstü yargılamaya kalkıyor seni. Beşikten mezara kadar sorgudan kurtulamıyorsun.
Sayfa 48 - Remzi KitabeviKitabı okudu
Reklam
"Tevhid iki çeşit olur: "Birisi âmiyâne tevhiddir ki, 'Allah'ın şeriki yok ve bu kâinat O'nun mülküdür' der. Bu kısım tevhid sahiplerinin fikirce gaflet ve dalâlete düşmeleri korkusu vardır. "İkincisi hakiki tevhiddir ki, 'Allah birdir, mülk O'nundur, vücud O'nundur, her şey O'nundur' der, lâyetezelzel bir itikada sahiptirler. Bu kısım tevhid sahipleri, her şeyin üstünde Cenâb-ı Hakk'ın sikkesini görür ve her şeyin cephesinde bulunan mührünü, damgasını okur. Ve bu sayede huzurî bir tevhid melekesi maliki olurlar ki, dalâlet ve evhamın taarruzundan kurtulurlar. -Rnk, Mesnevi Nuriye, s.1279
Sayfa 45 - Nesil Yayınları
JOSEF STALİN-DİYALEKTİK VE TARİHSEL MATERYALİZM Diyalektik materyalizm, Marksist-Leninist partinin dünya görüşüdür. Doğa olaylarına yaklaşışı, onları inceleme ve anlama yöntemleri diyalektik, doğa olaylarını yorumlayışı, bu olayları kavrayışı ve teorisi materyalist olduğundan, bu dünya görüşü, diyalektik materyalizm adını almıştır. Tarihsel
58 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.