Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.13
II. Dünya savaşı’nı çok rahat atlatan, atlatmak bir kenara elini kolunu sallayarak gezen, bütün deneyimsizliğiyle aniden destansı bir direniş ayakçısı olan karakterimiz ; İsrail-Arap Savaşı’nı olabildiğince dramatik atlatıyor. Sanki yazar hangisinin ciddiyetinin farkına varacağını kestirememiş gibi. Karakterlerimiz olduğu gibi. Kötü doğan kötü
DİKKAT SPOİLER İÇERMEKTEDİR!!!
Beyaz Zambaklar ülkesinde adlı kitap önceleri pek çok devletin egemenliğine girmiş fakat sonradan bağımsızlığını ilan etmiş olan Finlandiya'nın uyanış öyküsünü anlatmaktadır.Kitapta doğru bir eğitim sistemini nasıl olması gerektiğinden tutun da alt sınıfa yaklaşımın nasıl olması gerektiğine kadar her şeyi bulabilirsiniz, bu yönüyle kitap yol
Bin Muhteşem Güneş
Bin Muhteşem Güneş;
Nereden başlacağım bilemiyorum, öyle muhteşem bir eser ki söyleyecek bir dünya şey var ama insanın boğazına bir yumruk oturuyor ve konuşamıyor, yazamıyor..
Yazarın diğer kitabı "Uçurtma Avcısı'da da olduğu gibi ana konu yine Afganistan'da ki savaş ve iç karışıklıklar. Bu savaş keşmekeşinin içerisin de de, gerçek hayatda da olduğu gibi aşk, sevgi, hüzün, aile içi dramlar, ikinci hatta üçüncü planda kalan kadın ve kız çocukları, fazlasıyla yer alıyor. Bir sonraki sayfada neler olacağını merak, korku ve tedirginlikle bekliyorsunuz.
İncelememi kitabın içerisinden bir anektod ile bitirimek istiyorum;
" Bu ülkede kadınların işi hep çok zor oldu, Leyla, ama artık komunistler sayesinde daha özgürler, eskisinden çok daha fazla haklara sahipler... "
Bu paragraf çok şeyi açıklıyor aslında..
Beş Şehir
İstanbul,Bursa,Konya,Erzurum ve Ankara'yı harika birşekilde anlatan eser.Özellikle İstanbul kısmının bitmesini istemedim resmen yani bir o kadar daha olsa okurdum herhalde.Tadına doyamadım diyebilirim,diğer şehirlerde de bilmediğim o kadar anektod olduğunu farkettim ki.
Oscar Wilde ismini duymuştum ama hiçbir romanını okumamıştım. Meğerse tek romanı varmış :)) Tek roman ama işleniş, akıcılık, karakter analizleri, diyaloglardaki ustalık ve dönemine göre aykırı konulara teması ile 10 roman tadında diyebilirim. Yazar etki bırakmak için sadece diyaloglara yer vermez aynı zamanda bazı sahneleri de etkileyici
Minel Karaer, kaçmak zorunda bırakılmış küçük bir kız. Hayatından, yaşayacaklarından, geçmişinden kaçmış ta ki geçmişi onun karşısına geçene kadar.
Minel amcasının yanında yaşıyordur ve psikolojik rahatsızlıklarından dolayı Anekdot merkezine gidiyordur. Zihni boşluklarla doludur ve geçmişinin çok büyük bir kısmını hatırlamıyordur. Daha acısı ise neleri ve ne kadarını hatırlamadığını bile bilmiyordur. Ona öğretilen tek şey kaçmaktır ve o da tek bildiğini hayatı boyunca uygulamaya çalışmıştır. Ta ki Korel Erezli'yle karşılaşana kadar. Minel'in gölgeleri o kül kokan adamı gördükten sonra ortaya çıkmıştır ve o an hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını anlamıştır.
O kadar kitap okumama rağmen ilk defa beni bu kadar zorlayan bir kitapla karşı karşıya kaldım. Çoğu zaman bırakmak istedim, dayanamadığımı hissettim. Okurken çok zorlandım; betimlemeler, olaylar beni çok yordu. Çok sinirlendim, kafamı yerden yere vurasım geldi, anlamlandırmakta zorlandım olanları. İlk kitap bitmesine rağmen çoğu şeyi öğrenemedik, kafam hâlâ çok karışık bu kitap hakkında ve tam olarak ne düşünmem gerektiğini bilmiyorum. Serinin diğer kitaplarını da okuduktan sonra herşey daha netleşir sanırım. Gerçekten psikolojik olarak iyi bir dönemden geçiyorsanız okuyun çünkü sizi daha fazla dibe çekebilecek bir kitap.
