Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Esasında her şey lutuftur da biz bazen o lütuflar içinden nefsimize ağır gelenlerine kahır diyoruz, ne büyük yanılgı. Batılı mistiklerin eserlerini okuduğumuzda onların dayandığı acılar, çileler, ıstıraplar hep ilham verici gibi görünüyor. Peki ya kendimiz neden dayanamıyoruz? "Hepimiz çile doldurmaktayız, çile çekmeyen insan var mıdır?" diye sormuş Mesnevî'yi anlamaya ve anlatmaya adanmış bir ömrün son büyük temsilcilerinden Şefik Can Dede. Bu cümlede büyük bir hakikat gizli: "İnandık" demekle imtihan edilmeden bırakılacağımızı düşünmek [Ankebût, 2] evvela ruhumuzu zedeler. Binek, ceset, vasıta; ne derseniz deyin, bedenimiz ruhumuza galebe çaldığında dünya tarafından ele geçiriliyoruz. Bizim tam da burada başka bir ele ihtiyacımız var. O el ki bizi düşmek üzere olduğumuz kuyunun kenarından alsın, bize yol göstersin, o yolda yürürken kuvvet versin. Kimdir o ellerin sahipleri? Nasıl ulaşılır onlara? Bizi kabul ederler mi? Peki o ulaşılacak olan el, nereye varır? Son soru hariç hepsi güzeldi. Şâh-ı Nakşibende "Efendim sizin silsileniz nereye varır?” diye sormuşlar. "Evlatlarım" demiş, "silsileyle hiçbir yere varılmaz."
Sayfa 344Kitabı okudu
Ankebût-2
"İnsanlar, "İnandık" demekle imtihan edilmeden bırakılacaklarını mı zannederler."
Sayfa 395 - D.I.BKitabı okudu
Reklam
İnsanlar, sınanmadan, yalnız "İnanıyoruz" demeleriyle bırakılacaklarını mı sanıyorlar? Ankebût Sûresi,2.
Sayfa 543Kitabı okudu
Bakara Suresi 28. Ayet
28. Cansızken size hayat veren Allah'ı nasıl inkâr ediyorsunuz? O, bir gün hayatınıza son verecek, ardından sizi diriltecektir. Eninde sonunda hepiniz O'nun huzuruna çıkarılacaksınız. [Kâinatı yaratan Allah'ın onu yok olduktan sonra yeniden dirilteceği ayrıca İsrâ 17/51; Neml 27/64; Ankebût 29/19; Rûm 30/11, 27, Nûh 71/18; Bürûc 85/13'te de belirtilmektedir. Yeniden diriltilmekle ilgili âyetler topluca En`âm 6/29; Yûnus 10/34; Ra`d 13/5; Meryem 19/66'da da verilmiştir. Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem de bir kudsî hadiste Cenâb-ı Hakk'ın şöyle buyurduğunu haber vermektedir: "Hiçbir hakkı olmadığı halde insanoğlu Beni yalanlamaya kalktı, hiçbir hakkı olmadığı halde Bana hakaret etti. Beni yalanlamaya kalkması, kendisini yeniden diriltip aynen yaratamayacağımı ileri sürmesidir. Bana hakaret etmesi ise Benim bir oğlum olduğunu iddia etmesidir. Bir eş veya bir oğul edinmek gibi insana âit sıfatlardan Kendimi tenzih ederim." (Buhârî, Tefsîr 2/8, 112/1-2).]
Sayfa 20
Elbette hepimiz biliyoruz, bu bir imtihan dünyası... Nitekim Mevlâmız buyurur: "İnsanlar fitneye çarpılmadan sadece iman ettik' demeleriyle bırakılıvereceklerini mi sandılar? (Ankebût 29/2). Yaratan'ın verdiği her nimet bir imtihanı da beraberinde getiriyor. Akıl, sağlık, gençlik, güzellik, çoluk çocuk, mal mülk, makam mevki, her şey bize önce verene şükretmemiz, sonra da hayra kullanmamız için verilmiştir. Bunda eksiklik olursa önce kendi nefsimizde fitne ateşi uyanır.
Sayfa 332Kitabı okudu
İnanan insan, inancının gereğini yerine getirmekle ve günü geldiğinde hesap vermekle yükümlü olduğunun bilincindedir. Zira her sorumluluk hesap vermeyi gerektirir. Her insan günü geldiğinde yükümlülüklerini hakkıyla yerine getirip getirmediğinden sorgulanacak, bunun karşılığında mükafat veya cezayla karşılaşacaktır. Çünkü Allah Teâlâ'nın, "İnsanlar, imtihandan geçirilmeden, sadece 'Îmân ettik.' demeleriyle bırakılıvereceklerini mi sandılar?" (Ankebût, 29/2.) âyetinde bildirdiği üzere Müslüman olmak şehadet getirmekten ibaret değildir. "Müslüman" adını taşımak, dinin gerektirdiği yükümlülüklerin bilincinde olmak suretiyle dille söyleneni kalbe yerleştirmeyi ve bu doğrultuda yaşamayı gerektirir.
Sayfa 109Kitabı okudu
Reklam
NİSÂ SÛRESİ 15. - 16.ÂYET : 15. Kadınlarınızdan çirkin fiilde bulunanlara karşı aranızdan dört şahit getirin.Eğer şahitlik ederlerse, o kadınları ölüm alıp götürünceye yahut Allah onlara bir yol açıncaya kadar evlerde tutun. 16. İçinizden bu çirkin fiili işleyen ikilinin canlarını yakın.Eğer tövbe eder,durumlarını düzeltirlerse artık onlara eziyet etmekten vazgeçin; çünkü Allah tövbeleri çok kabul eden, çok esirgeyendir. Meali: 'Çirkin fiil' diye tercüme ettiğimiz fâhişe kelimesi Kur'an'da, hemcinsler arasındaki cinsel ilişki için de kullanılmıştır(Ankebût 29/28). Buradan hareketle âyetlerin lafızlarını uygun olarak yorumlandığında 15. ayette kadınların kendi aralarında yaptıkları fuhuştan (sevicilik, lezbiyenlik) 16 ayette erkeklerin kendi aralarında yaptıkları fuhuştan (livata, homoseksüellik) bahsedildiği anlaşılmaktadır. Nûr suresinin 2. âyetinde ise kadınlarla erkekler arasında yapılan fuhuş (zina) suçunun hükmü açıklanmıştır; şu halde suçların cezaları ile ilgili hükümler de bir değiştirme söz konusu değildir. a) Seviciliği cezası kadınları evlerde hapsetmektir; "Allah'ın onlara bir yol açması" ise hallerini düzeltmeleri ve erkeklerle evlenmelidir. b) Livata suçunun cezası bunu yapanlara söz ve fiil eziyet çektirmektir, böylece bu iğrenç fiili işlemekten vazgeçmelerini sağlamaktır. Ceza olarak ne söyleneceği, ne yapılacağı âyette açıklanmamış, içtihad ve uygulamaya bırakılmıştır. c) Kadınla erkek arasında yapılan fuhuşun cezası ise Nûr Suresinde(24/2) açıklandığı üzere yüzer sopadır.
Sayfa 86 - Diyanet İşleri Başkanlığı (komisyon)Kitabı okuyor
İnsanlar, "İnandık" demekle, imtihan edilmeden bırakılacaklarını mı zannederler? Ankebût suresi 29/2
<Nefsini tezkiye eden, elbette kendisi için tezkiye etmiştir>(1). <Mücadele eden, elbette kendisi için mücadele etmiştir>(2). <İyilik yapan kendisi için yapmıştır> (3). (1) 35 --- Fâtır: 18. (2) 29 --- Ankebût: 6. (3) 41 --- Fussılet: 46.
Sayfa 55 - Bedir yayıneviKitabı okuyor
Ankebût Sûresi 1,2, 3. Âyetler
Rahmân ve rahîm olan Allah'ın adıyla... 1. Elif-lâm-mîm. 2. İnsanlar, denenip sınavdan geçirilmeden, sadece "İman ettik" demekle bırakılacaklarını mı sanıyorlar? 3. Andolsun ki biz, onlardan öncekileri de sınamıştık. Allah, elbette doğru olanları ortaya çıkaracaktır; kezâ O, yalancıları da mutlaka ortaya çıkaracaktır.
Sayfa 395Kitabı okudu
224 öğeden 141 ile 150 arasındakiler gösteriliyor.