Neşeli bir görünüşü olan, her zaman sıkıntılı ya da endişeli bir halde dolaşıp durmayan, dertlerini her önüne gelene açmayan insanlar vardır. Başkalarıyla birlikte bulundukları zaman neşelerini onlara da geçirebilen ve hayatı daha güzel, daha anlamlı bir hale getiren insanlardır bunlar. Yalnızca davranışlarından değil, başkalarına yaklaşma ve konuşma biçimlerinden, başkalarının menfaatini kollamaya dikkat etmelerinden aynı zamanda dış görünüşlerinden, kılık kıyafetlerinden, el kol hareketlerinden, mutlu ruh hallerinden ve gülüşlerinden bunların iyi insanlar olduklarını sezmek mümkündür.
Rusya sadece yabancı devletlerin değil, şair ve yazarların da bir şekilde dikkatini çekmeyi başarabilmiş bir ülke. Almanya, Rusya ve Japonya gibi ülkelerin en önemli ortak özelliği nedir? Cevap çok basit: Hepsinin de dünya savaşlarında çok büyük kayıplar vermeleri, yerle bir olmaları. “Bir Gün Yine Allı Turnam” Erdal Öz’ün Rusya ziyaretinden
"bir dil öğren, bir kitap oku, bir şiir ezberle, bir konu araştır, bir güzel yer gez, bir iyi insanla tanış, bir iyilik düşün, bir hayata dokun, bir yazı yaz, bir hayal kur veya anlamlı başka bir çaba koy ortaya. yaşama, küçük de olsa, bir mum yakmadığın her gün karanlıktasın."
Emre Karakaya , 1994 doğumlu. Yani 2022 itibari ile daha 28 yaşında genç bir yazar ve şair kendisi. İstanbul Üniversitesi ve Boğaziçi Üniversitesi nde okumuş. Bugünlerde yüksek lisans mezunu başarılı bir genç kalemimiz. Şimdilik bir öykü ve bir şiir kitabı mevcut. Ümit ediyorum ki kendini bu yola daha fazla verirse iyi yerlere gelecek.
Şiir kitabı
Faust, yazarın genç yaşlarında başladığı ve hayatının son anlarında tamamladığı bir eser.
Normalde her eseri ayrı bir bütünlük içinde ele alıp onları karşılaştırmak istemesem de, bu kendi türü arasında en keyif alarak okuduğum bir eserdi.
Tanrı ile Mefistofeles'in konuşmalarından sonra, Mefistofeles'in dünyaya inip bilgin Faust'un yoldan çıkarılması konu ediliyor. Şeytanın ona adfedilen isimlerinin ve suretinin zamanla değiştiğine değinilmesi çok güzeldi. Bir bölümünde, bir cadı efendisi olarak gördüğü şeytanı başlangıçta tanıyamıyor ve sonradan efendisi iblis olduğunu fark edip ona tanıdığı ismiyle hitap ediyor. Bunun üzerine şeytan "bana artık baron diyeceksin" gibi bir cümle kullanıyor. Burada, Dünya üzerinde kendini diğer varlıklardan üstün ve soylu gördüğünü bir hitap ile çok güzel açıklıyor.
Diğer bir kısımda ise yaşlı bir bilgin olan Faust şeytanla anlaşma yapıp ruhunu ona sattıktan sonra şeytana gençleşmek istediğini söylüyor. Şeytansa ona iki seçenek gösteriyor; ya kendisine verilen küçük bir tarlada ürünler yetiştirip sürekli toprakla meşgul olacaktır ya da cadının düzenlediği ayin ve iksirle bu gerçekleşecektir. Faust burada pek hoşlanmadığı ikinci yolu seçiyor. Bu kısımda da insanoğlunun sabırsız ve kabına sığmayan bir varlık olduğu gösteriliyor.
Tragedyada her söz her konuşma oldukça anlamlı(son kısımları hariç de olabilir aslında), en azından benim için öyle. Ara ara elime alıp sıkılmadan tekrar tekrar hikayeyi yaşamak isteyeceğim güzellikte!
FaustJohann Wolfgang Von Goethe · Kolektif Kitap · 201513,8bin okunma