Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

mübeccel

mübeccel
@anlatmubeccel
bırak duyulsun sessizliğim.
8 Haziran
43 okur puanı
Ocak 2020 tarihinde katıldı
Bu gece yine ağlar annem. Gizli gizli ağlıyor. Herkes uyuduktan sonra. Ben uyuyormuş gibi yapıyorum. Ama saçlarım ıslanıyor. O zaman anlıyorum anne­min ağladığını. Sesimi çıkarmıyorum. Benim anla­dığımı sezerse daha çok üzülür belki.
Reklam
Çerçevesiz gökyüzünü ve tel gölgesiz güneşi sizinle paylaşmak için hemen yazıyorum.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
mübeccel tekrar paylaştı.
Görünmez, duru ve saydamsın. Yoksun artık: Saatlerin ardından, günlerin ardından, mevsimler geçerken, zaman akarken, neşelenmeden, hüzünlenmeden, geleceksiz ve geçmişsiz, öylece, düpedüz, apaçık yaşayaduruyorsun,
mübeccel tekrar paylaştı.
Önünde, zamanlar boyunca, kıpırtısız, bunalımsız, kargaşasız bir yaşam olacak: ne bir pürüz, ne bir dengesizlik. Dakikadan dakikaya, saatten saate, günden güne, mevsimden mevsime, hiç bitmeyecek olan bir şey başlayacak: bitkisel yaşamın, iptal edilmiş yaşamın.
Reklam
mübeccel tekrar paylaştı.
Uzunca bir süre kendine sığınaklar kurup yıktın: düzen ya da eylemsizlik, başıboş sürüklenme ya da uyku, geceleyin devriye gezmeler, yansız anlar, gölgelerin ve ışıkların kaçışı. Daha uzun bir süre kendine yalan söylemeyi, kendini sersemleştirmeyi, kendi oyununa gelmeyi sürdürebilirsin belki. Ama oyun bitti, büyük şenlik, ertelenmiş yaşamın yalancı sarhoşluğu bitti. Dünya yerinden kıpırdamadı ve sen değişmedin. Kayıtsızlık seni farklı kılmadı.
mübeccel tekrar paylaştı.
Hiç kimseyle birlikte yaşlanmak istemiyorum. Kendimle bile.
Ölülere yakılan ağıtlar ölmekle kaybettikleri umutlaradır as­lında.
Ardıcı susturan sessizlik kadar sabit ve sonsuz ölülerin nabzı. Ardıcı susturan bu dünyada yürüdükçe kazmıyor avuçlarımıza ölülerin gözleri.
Reklam
Onlar geçmişe aitler. Bunu bir kesin­lik olarak belirtmemin giydikleri giysiler ya da makyajlarıyla hiç­ bir alakası yok. Geçmişe aitler, çünkü ölü yüzler bunlar ve ölü ol­duklarını da bana bakış biçimlerinden çıkarıyorum.
Tony'nin yaşamı tarihsel olarak geçmişe ait şimdi. Fi­ziksel olarak bedeni yanıp karbona dönüşerek yeniden yeryüzü­nün fiziksel sürecine katılıyor. Karbon her tür yaşam biçiminin önkoşulu, organik dünyanın yaşam kaynağıdır. Kendime bunlar­dan söz etmemin nedeni, gösterişli bir ölümsüzlük simyası icat et­mek değil, ölüm tarafından bıkmaksızın didik didik edilen şeyin kendi zaman görüşüm olduğunu kendime anımsatmak kaygısı.
Öykülerin başladığı yerdir burası: Geceleyin dogmaları aşırıp bazen inanç olarak geri veren bu yıldız bolluğunun deste­ğiyle başlar öyküler. Yıldız kümelerini ilk keşfedip onlara ad ve­ renler öykücülerdi. Bir avuç yıldız arasına düşsel bir çizgi çekin­ce, kimlik ve birer imge kazanıyordu yıldızlar. Çizgiye işlenmiş yıldızlar bir anlatıya işlenmiş olaylar gibiydi. Yıldızların küme oluş­turduğunu düşlemek kuşkusuz ne yıldızla ne de onları çeviren kara boşluğu değiştirdi. Değiştirdiği şey insanların geceleyin gö­ğü okuma biçimiydi.
358 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.