Cemal Süreya
Senin çelme taktığın yerden başlıyorum hayata. Varsın yara içinde kalsın dizlerim; yüreğim kadar acımaz nasıl olsa.
Şems-i Tebrizi
Düzenim bozulur,
Hayatımın altı üstüne gelir diye endişe etme.
İlk okuduğum Anton Çehov kitabı olması dolayısıyla diline biraz yabancı kaldığım doğru olmakla birlikte Çehov'un kalemini çok sevdim. Altıncı Koğuş bana direkt olarak beni hatırlattı. Aslında beni, bizi, hepimizi. Bir çoğumuzun muzdarip olduğu meseleleri ele alan bu kitap başlarda gri, soğuk ve kasvetli gelse de diyaloglar ilerledikçe kitap bana
Hayatı anlamak mı, zor yoksa anlayamamak mı? Söyleyin, değerli okurlar? Sizce hangi çıkarım daha zor?
Genelde ağır koşullar karşısında mağlup olduğumda kendime bu soruyu sorarım. Ve vardığım sonuç, yaşamı anlamamak daha kolay bir kabulleniş gibi, gelir şahsıma. Çünkü yaşamı anlamlandırdığım zaman hele ki, koşulları iyileştirebilmek adına gücümün üzerinde bir efor sarf etmem gerekiyorsa ve başarılı olamıyorsam, kahrolurum.
Eserin kahramanı İvanov'da bir zamanlar ateşli ve inançlı bir insandır. Acılar karşısında ağlayan, kötülükler karşısında başkaldıran hassas bir kalbe sahiptir. İnançları uğruna çalışır ve çabalar. Ta ki umutsuzluğun girdabında savruluncaya dek!...
Yaşamında aldığı darbeler, yaşama karşı olan saf ve temiz inancını yaralar ve zaman içinde rüzgârda savrulan bir yaprak misâli oradan oraya savrulmasına vesile olur. İnançsız ve duygusuz... Kendisi de, davranışlarına bir anlam veremez. " Ben şerefli bir adam mıyım, yoksa bir alçak mı? " der. Ve yaşamın acımasızlığını " İşte, kendisiyle savaştığım hayat nasıl acımadan öç alıyor benden! " cümleleriyle ifade eder.
Zavallı insanoğlu... Hepimiz incinmişizdir, bir yerimizden...
Belki İvanov'da incindi. İncindiği için hayata küstü. Belki onun da sevgiye, merhamete ve affedilmeye ihtiyacı vardı.
Hepimizin olduğu gibi...
Not: ( Etkinlik kapsamında yeni bir yazarla tanışmama vesile olduğunuz için, teşekkürler Hakan Bey. Sağ olunuz ve var olunuz... )
İvanovAnton Çehov · Bilgi Yayınevi · 1967158 okunma
~~~~~~~~~~KİTÂB-I AŞK~~~~~~~~~~
Türk ve Dünyâ Edebiyatı’ndan aşka, sevdâya, muhabbete dâir alıntılar... Katkıda bulunmak arzu eden sevgili okurlar davetlidir; lütfen buyrunuz!..
1
Sevgiliye sadakatin özü ve özeti, aşkını sır gibi saklamak, iyilik gördüğünde de, kötülük gördüğünde de bu tavrı değiştirmemektir...
Kitab-ı Aşk, İskender Pala
Az önce karşıma çıktı bu metin fazlasıyla ilginç geldi bana hoşuma gitti sizinle paylaşmak istedim.Benim en çok Beethoven'inki hoşuma gitti. Okuyunuz bana katılacaksınız, keyifli okumalar. :))
Vur, korkak herif, sonuçta sadece bir adam öldüreceksin. - Ernesto Che Guevara
Asıl ölüm, ilimden payını almayanlaradır. Faydalı ile faydasızı bilenler
Akıl hastanesinde, bir hasta ve doktor arasında psikiyatrik görüşme tarzındaki sohbeti okuyoruz. O odada olduğumuz zamanlarda öyle soru cevaplar duyuyoruz ki üzerine uzun uzun düşünmek zorunda kalıyoruz. Mesela ölümün herkes için meşru ve kaçınılmaz yol olduğunun bilinmesine rağmen neden hastalıkların iyileştirildiğini de konuşurlar, çekilecek
"...Marcus Aurelius der ki: Acı aslında yalnızca güçlü bir fikirdir,bu fikri değiştirmek, yok etmek için çaba sarf eder, şikayet etmeyi bırakırsan yok olur."
Toplum sözleşmesi’de J. J. Rousseau “Seninle öyle bir sözleşme yapacağım ki, hep benim iyiliğime ve senin zararına olacak; keyfim istediği sürece ben uyacağım, yine keyfim istediği sürece sen uyacaksın ona” der. Yapıyı oluşturan sözleşmenin tek taraflı okduğu çok barizdir. Bir feda sistemi sayesinde toplumsal sözleşme yapabiliriz. İktidar kazanan
Ancak yeri gelmişken söylemeliyim ki, içimde sanki hiç ölmeyecekmişim gibi bir his var. Bazen kendi kendime “Ölme vaktin geldi artık, yaşlı herif!” diye düşünürüm. Ama içimden gelen bir ses “İnanma ona, ölmeyeceksin sen!” der.
“Marcus Aurelius der ki : Acı aslında yalnızca güçlü bir fikirdir , bu fikri değiştirmek , yok etmek için çaba sarf eder , şikayet etmeyi bırakırsan yok olur.”