“ ‘Çoğulun insana hiçbir faydası yok, dörtten fazla olunca bir avuç aptalız işte’ diyordu şarkısında Brassens.”
"Hepimiz aptalız," dedi Clemens, "hem de her zaman. Sadece her gün farklı türden aptalız. Sanıyoruz ki bugün aptal değiliz, dersimizi aldık. Dün aptaldım ama bu sabah değilim. Ertesi gün anlıyoruz ki, evet, o gün de aptaldık..."
Sayfa 154 - ithaki yayınlarıKitabı okudu
Reklam
" 'Bizim istediğimiz, karnımızı tıkabasa doyurmak mı yalnız?' Ve üç oğlanın yüzüne bakarak kendi sorusunu kendisi yanıtladı: 'Hayır! Boğazımızı sıkanlara, gözlerimizi kapatanlara göstermeliyiz ki, biz her şeyi görüyoruz, ne aptalız, ne de hayvan; yalnızca yemek değil, yaşamak da istiyoruz, yaşamaya layık yaratıklar olarak yaşamak' "
Can yayınlarıKitabı okudu
Her zor yapıtta şu ikilemle karşı karşıya kalırız; ya yazar kendini yeterince açık ifade edemeyen yeteneksizin biridir ya da biz söylenenleri kavrayamayacak kadar aptalız. Montaigne suçu yazara atmak konusunda bizi yüreklendiriyor. Anlaşılmaz bir düzyazı çoğunlukla entelektüelliğin değil tembelliğin göstergesidir; kolayca okunan bir yazıysa asla kolayca yazılmamıştır. Ya da böyle anlaşılmaz bir yazı kaleme alan yazar içerikteki eksikliği gizlemek istiyordur; anlaşılmaz olmak söyleyecek hiçbir şeyi olmayan için benzersiz bir korunaktır.
Ayık kalamıyorum ayık kalamıyorum ayık kalamıyorum. Kafamı kaldırıp da dik tutamıyorum. İçim çalkalanıyor be, ayni filmde dediği gibi. Gittiğim defalarca gezdiğim bu yolları bile isteye yürümek yeniden Ne aptal, ne aptalız ki asla ve asla belli etmiyor hiçbir yara evvelinden kanattığını
Hala affedebilecek kadar aptalız, kendimizden en çok bu yüzden nefret ediyoruz.
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.