Fabrikalarda çalışan sıska, cılız, iki büklüm olmuş dokuz yaşında çocuklar gördüm; daha o yaşta ahlakları bozuk. Havasız bir barakada, akşama kadar işleyen makine gürültüsü, hayasız sözler ve şarap kokusu arasında yaşıyorlar. Şuncağız çocuğun ruhu bunlarla mı beslenmeli? Ona güneş, çocuk oyunları, her bakımdan iyi, temiz örnekler ve bir damlacık da olsa sevgi gerekmez mi?