Aralarından bazılarının gözlerini bir kaç gün içinde yitirdiğini, kimisinin ise bu şekilde, şafağı asla olmamış bir gecede doğduğunu, dünyaya koca bir mezara girer gibi girdiğini ve insan yüzünün neye benzediğini bile bilmediğini düşünün!
Annesine saygı duyuyorsa, bir katilin bile yüreğinde insanca bir şeyler kalmış demektir. Annesini üzüp inciten insan, insanların en yücesi bile olsa aşağılık bir yaratıktır.
ERGENLER ÇOCUK MUAMELESİ GÖRMEMELİ
Çocuklarınızın buluğ çağına eriştiklerini hissettiğiniz anda, o zamana kadar kendisine karşı kullanmış olduğunuz konuşma tarzını bir daha ele almamak şartıyla bir kenara bırakınız. Onu küçük bir öğrenci olarak değil bir arkadaş, yetişkin bir insan olarak görün ve ona gore muamele edin.
... Eğitimci! Doğru gör
"İnsan" deyince aklıma, Kur'an'ın kalbi "Yasin" geliyor. "Yasin" yani "Ey insan!"
Önceki gün her taşına üzüntünün ve acının sindiği bir evdeydik. "Yasin" okudum. Oğlunu kaybeden anne, kocasını kaybeden gelin, babasını kaybeden çocuklar ve ağabeyini kaybeden dostum dinliyorlardı beni. Ben taziyeye gelmiştim ama otuz dört yaşında, arkasında dört çocuk bırakarak ahirete göçen birinin yakınları için söylenebilecek her sözün, eksik ve yetersiz olduğunu bildiğimden, önce sustum, sonra ''Yasin" okudum.
"Yasin" yani "Ey İnsan!"
"Şüphesiz ölüleri ancak biz diriltiriz. Önden gönderdikleri işleri ve bıraktıkları eserleri yazarız. Zaten biz her şeyi apaçık bir kitap olan Levh-i Mahfuz'da sayıp yazmışızdır, "ayetini okurken Zeyd bin Sabit'in, Enes bin Malik'e söylediği şu sözü hatırladım: "Ey Enes! Bilmez misin adımlar yazılıyor!"
Montaigne, "Ölümün bizi nerede beklediği belli değil, iyisi mi biz onu her yerde bekleyelim," diyerek insanın istese de gecikemeyeceği en önemli randevusunu hatırlatıyor.