Ne çabuk geçiyordu zaman. Çocukluk, gençlik, okul yılları, sorumsuz, sorunsuz günler ne çabuk geçiverdi.
"İnsanın en kendisi olduğu çağlar bence çocukluk çağlarıdır. Toplumun saçma değer yargılarının sizi ezmediği, kendiniz olarak yaptığınız davranışların yargılanmadığı, maskelerden arınmış çocukluk yılları. İnsan doğduğunda bir melek misali uçmayı bilir. Hayal kurmanın sınırsızlığının tadına varır. Fakat büyüdükçe, bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde sahip olduğu kanatları budanır. Bunu önce aile yapar, daha sonraları ise ailesinin içinde yetişmiş olduğu toplum. İlerdeki çağlarda öyle bir an gelir ki, budanmış kanatlarla uçamaz olur insan, toplumun sürü psikolojisine ayak uydurmuş hayatın keşmekeşi içerisinde içindeki o eşsiz 'ben'i unutmuştur. İçindeki oyun oynamak isteyen çocuğun sesi çok uzaklardan gelmektedir artık..."
Reklam
Oğlan olsun kız olsun ,bir insan için en alçaltıcı şey, iyi bir eğitimden ve düzgün bir işte çalışma onurundan mahrum edilmekti; çocukluk ve ergenlik yılları boyunca kendisine hayattaki tek amacının kocasının evini güzelce çekip çevirerek çocuklarına bakmak olduğu söylenmişti bu da kendi amacını seçme hakkının aşağılanmasıydı.
"Çocukluk yılları, çocuk aklı, çocuk ruhu, bakımsız tarla gibi boş kalıyor. Çünkü oraya hiçbir iyilik tohumu ekilmiyor. Onlara iyilik, gerçek ve sevgiden bahsedilse de, bunlar kalıplaşmış, sıkıcı ve ezbere söylenen sözler oluyor."
Sayfa 131 - Martı YayınlarıKitabı okudu
Çocukluk yılları, çocuk aklı ve ruhu hiç ellenmemiş bir tarla gibi bomboş kalıyor. İyi hiçbir şey ekilmiyor buraya. Eğer çocuklara iyilikten, hakikatten ve sevgiden bahsederlerse de bunu sert, sıkıcı ve yabancı kelimelerle anlatıyorlar. Çocuk aklının ilgisini çekmeyi beceremiyorlar veya istemiyorlar.
'çocukluk yılları'
Başka yazarlarda rengârenk görüntülerin gülümseyerek yükseldiği, sevgi dolu hatıraların ve tatlı hayıflanmaların bulunduğu yer onun hayat hikâyesinde gri, boş bir lekeyle kaplıdır.
Sayfa 94 - DOSTOYEVSKİKitabı okudu
Reklam
589 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.