Oğlan olsun kız olsun, bir insan için en alçaltıcı şey, iyi bir eğitimden ve düzgün bir işte çalışma onurundan mahrum edilmekti; çocukluk ve ergenlik yılları boyunca kendisine hayattaki tek amacının kocasının evini güzelce çekip çevirerek çocuklarına bakmak olduğu söylenmişti, bu da kendi amacını kendi seçme hakkının aşağılanmasıydı.
Orhan Veli - Ozan Halim Şefik hk.
“Ozan Halim Şefik neden sonra çıkardı kitabını; oysa birlikte başlamıştık şiir yazmaya; gerçi az yazardı, seyrek yazardı ama yazdıkları belleğimizde kalırdı hep. Otopsi'yi görünce yıllar öncesini anımsadım bundan ötürü. (...) Halim Şefik Orhan Veli’nin Beykoz’dan çocukluk arkadaşı idi, demek dostluğumuz kırk yılı aşkın. Kafadar olduğumuz birçok konu vardı, ama bunların en başında hep şiir gelmiştir. Halim Şefik’in şiir beğenisi, bütün yaşamında kendisini, diyebilirim ki düşüncelerinin temizliği, tutarlılığı, uyumluluğu da hep bu üstün beğeninin ürünüdür. (...) Halim Şefik, bu küçük kitabı ile bizim kırk yıllık şiirimizi temize çıkartmıştır. Evet, küçük bir kitap, ama yaşamı savaşım içinde geçmiş, acı çekmiş bir kişinin tanığı."15
Reklam
Bir adam Burgaz adasında oturmuş, düşleri, anıları karışıyor birbirine, çocukluk, gençlik, yaşlılık yılları karışıyor birbirine, "Birtakım insanlar" var hikayelerinde, onlar da karışıyor birbirine, öyle yerler oluyor, anlatılan kişilerle anlatan kişiyi seçemiyorsunuz birbirinden. Sait Faik bütün kişileri, her şeyi içten, kendi içinden anlatıyor da onun için. Gerçekçilik arkasından koştuğu yok. Az bulunur onun kadar öznelci (subjectiviste) yazar. Bir doğru var onda: Kendi doğrusu, kendi içinin doğrusu.
Nurullah AtaçKitabı okudu
Çocukluk yıllarını geride bırakmış gibi değil de, o yılları elinden çalmışlar gibi bir duygu vardı içinde.
Burada şunu hemen belirtmek isteriz, insan bilimcilerin değişik topluluk ve toplumlarda yaptığı araştırmalar göstermiştir ki: Kadınlar, doğuştan erkeklere nazaran, daha yumuşak başlı, daha barış sever, daha sevecen, ev işlerine daha yatkın değillerdir. Bu özellikler kadının yetiştiği toplumsal yapının düşünsel ve ekinsel kökeni, kısaca kültür
Ah, gençken yazılan mısraların değeri zaten nedir ki? Beklenmeli ve bütün bir ömür, mümkünse uzun bir ömür boyunca anlam ve lezzet toplanmalıydı ve sonra, en sonunda belki iyi on mısra yazılabilirdi. Çünkü mısralar sanıldığı gibi duyguların değil (duygu erkenden vardır birçok kişide), yaşamış olmanın verimidir. Bir mısra yazabilmek için insan,
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.