Bir başkasını öldürme yetkesi bendeyse, ben ondan “daha güçlü”yümdür. Ama ruhbilimsel anlamda, yetke tutkusu, güçlülükten değil, zayıflıktan kaynaklanır. Bireysel benliğin tek başına ayakta kalma ve yaşamını sürdürme yetisinden yoksun olduğunun anlatımıdır. Gerçek gücün olmadığı yerde ikinci bir gücü kazanma yolunda gösterilen umarsız bir çabadır.
_Bir insanı hiç bir sebep yokken yüreğinizde sıcacık hissediyorsanız, işte bu, gerçek sevgidir.
_Sevgi, etkin olarak, bir başka insanın içine girmektir. Bütünleşme sayesinde, kişi hem kendini bulur, hem de karşısındakini keşfeder. Böylelikle insanı çözmüş olur.
_İnsan seviyorsa iki şeyi asla yapmaz. Aldatmaz ve ağlatmaz. Çünkü aldatmak
_Olmak sözüyle, kişinin hiçbir şeye sahip olmadığı ve istek de duymadığı, yaratıcı bir varoluş biçimini anlatmak istiyorum.
_Sahip olmak(olmamak) eğilimi, yaşamlarının ana konuları; para hırsı, şöhret ve yönetim gücüne erişmek olan batı toplumlarına özgüdür.
_Sahip olmak eğilimindeki bir insan, mutluluğu başkalarına üstün olmakta ve fethetme,
Kurdukları arkadaşlıkların ve konuşmaların türü gibi, insanların başvurdukları zaman öldürme yöntemlerinin zavallılığını kanıtlar.Sohbet etme,oyalanma, eğlenme, her türden lüks tutkusu bu içsel boşluktan kaynaklanır.
Bir katil;kurtlar gibi kana susamışlığı ve öldürme tutkusu, kan dökmekten sapık bir lüks olarak zevk alması yüzünden katil olmuş bir yaratık, gerisin geri eylemsizliğe, aylaklığa düşemez.
''Şu zavallı bedene bakın! Onun çektiği ve istediği her şeyi bu zavallı ruh kendince yorumladı; öldürme tutkusu ve bıçağın mutluluğuna duyulan hırs diye yorumladı.''
Mülkiyete sahip olma tutkusu, bizi şiddet kullanmaya ve başkalarını açık ya da gizli biçimde sömürmeye itmektedir. “Sahip olmak” eğilimindeki bir insan, mutluluğu başkalarına üstün olmakta, gücünün bilincine varmakta ve son aşamada fethetme, soyma ve öldürme yeteneklerinde bulmaktadır. “Olmak” ilkesinde ise mutluluk sevgide, paylaşmada ve vermededir.