Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Oxford kenti, özellikle de oralıların çarnaçar iyi hava saydıkları şey gelip çattığında, yani Trinity'de, kalabalık oluyor, dahası tıklım tıklım dilencilerle doluyor. Öbür mevsimlerde zaten sayıları bir hayli olan dilenci nüfusunda, ilkbaharda ve yazın bir bölümünde çıldırtıcı, ölçüsüz bir artış görülüyor. Kentin öğrencisi kadar dilencisi var
Bir kere yetmez, iki kere sev beni Üç köşe yetmez, karelere böl beni
Reklam
yoo vardır :D
Kadınlarda niçin sakal ve bıyık yoktur? Kadınlarda yüz kılları denilen sakal ve bıyık bulunmaz. Dişilik bezleri ve hormonları, başın üstündeki kılların yani saçların kuvvetlenmelerini sağlarlarken, vücudun diğer büyük bir kesimindeki kılların oluşmalarım ve gelişmelerini önlerler. Erkeklik hormonları ise yüz ve vücut kıllarının büyümelerini
Sayfa 100 - AykırıKitabı okuyor
“Öğrendiğim şu, hayatta her şeyi tüketen, ruhu öldüren, sahip olduklarının kıymetini unutmana sebep olan tek bir şey vardır, o da alışmak. İşte bu sebeple, nankörler her güzelliğe kolay alışır ve de bu alışkanlığın perdesi altında, evveliyatlarındaki bütün diğer günleri unuturlar. Gençlikmiş, sıhhatmiş, servetmiş, hepsi iki günde hükümsüz kalır. Bir de çilekeşler var, onlar da ızdıraba kolay alışır. Onlar için de işkenceymiş, ölümmüş, kölelikmiş, hiçbirinin hükmü yoktur, Velhasılıkelam, iyiye de kötüye de fazla alışma evladım. Alışırsan güzel olanın kıymetini bilmez, kötü olandan da rahatsız olmazsın. Kıymetsiz bulduğun yahut rahatsız olmadığın şeyler için de, asla ve kat’a mücadele etmezsin. Kuruyup gidersin bir köşede hiç yaşamadan ölürsün. Sen sen ol, mücadele etmekten vazgeçmiş yürüyen mezarlardam biri olma evladım.”
ATSIZ'DA DİL VE EDEBİYAT Dil: Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunu olan ve bitirme tezini, Osmanlı döneminde sade Türkçe akımının öncülerinden Edirneli Nazmi'nin Dîvân-ı Türkî-i Basît'i üzerinde yapan Atsız'ın dil konusundan uzak kalmayacağı ve bu konuya sık sık temas edeceği açıktır. Onun, Türkçe konusundaki düşüncelerine
Bir milletin bütün fertleri aynı şekilde konuşamaz. Buna fizyoloji, iklim, görenek ve çevre engeldir. Bölgelerin, şehirlerin konuşmaları arasında fark vardır. Dilciler, bir ailede bile herkesin aynı şekilde konuşmadığını söyler. Bu farkların çoğalarak iki komşu şehir halkının bile birbirleri için anlaşılmaz ayrı diller konuşmasını önleyen başlıca sebep edebî yazı dilidir. Edebî yazı dili sayesinde bir milletin aydınları, okumuşları kelimeleri aynı şekilde okuyup söyleyerek bir tek ortak dilin var olmasını sağlarlar. Bu da millî birliğin temel şartlarından biridir."
Reklam
Bir öykünün içinde olsaydı, hikâyenin tam bu noktada bitmesini çok isterdi Selim. Fakat öyle olmadı. İki saat içinde salondaki illüzyon sona erdi; çünkü mutlu son diye bir şey yoktu, uzun vadede bütün hikâyeler mutsuz biterdi.
Sayfa 97 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Kendime vereceğim bir iyi, bir de kötü haberim var. Kötü haber: Hayatımda hiçbir şey hayal ettiğim kadar iyi olmayacak. İki artı bir evde, yalnız başıma uzun yıllar daha yaşayacağım. İyi haber: Hayatımda hiçbir şey hayal ettiğim kadar kötü de olmayacak. Tek tesellim bu. Ne harikayım ne berbat. Kibrit kutularının sırtındaki kelimeyim ben: Vasat
İki iklim pirimizde vuruşacak, iki iklim pirimiz de hiç dinlenmeyecek!
Sayfa 9
Zaten on iki numaralı hastanın, sonradan taktığımız adıyla Saraylı'nın her hareketi, gibi yapmaktan ibaretti. Yemek yer gibi, uyur gibi, yürür gibi, yaşar gibi yapıyordu.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.