Çepçevre hüzünle sarıldım. Yalnızım, yorgunum. Ümitsizliğin en koyusu, çaresizliğin en kahredicisi içindeyim. Üstümde kapkara bir gökyüzü, altımda alabildiğine boşluk. Fırtınalar kopuyor, denizler çalkanıyor dünyamda. Kaçamam, kaçamam artık. O ne? Bu kelepçeyi kim vurdu ellerime? O ne? Ayaklarımdaki bu kalın, ağır zincirler ne? Nerdeyim söyle bana? Bu dört duvar arasına kim soktu beni? Bu beynimi tırmalayan sesler nerden geliyor?
Sayfa 206 - Senden Seninle Senin İçin - 3Kitabı okuyor
İnsanın hisleri donduğu anda acının kişiyi kendine getireceğini bizzat yaşayarak öğrendim.İnsan ağır bir travma geçirdiğinde o anı hiç yaşamamış olmayı öyle diliyordu ki gerçekten de beyni o olayın yaşandığını reddediyordu.
Sayfa 211Kitabı okudu
bir boşluk var içimde. Bu bana çok ağır geliyor.
Koridor Yayıncılık
D34 Arist. Phys. 3.4 203a19-23: Elementlerin sonsuz sayıda olduğunu söyleyenler var, örneğin onları eş parçalı öğeler olarak gören Anaksa- goras ile şekillerin tüm tohumu olarak gören Demok- ritos; bunlar büyüklükteki sonsuzluğun temastan ötürü daimi olduğunu söylerler.
D35 Aët. 1.18.3:
Leukippos, Demokritos [...]: atomlar sonsuz sayıda, boşluk sonsuz büyüklüktedir.
D36 Arist. GC 1.8 326a9-10: Bununla birlikte Demokritos bölünmez elementlerden her birinin en azından kütlesinin hacim işlevi olarak daha ağır olduğunu söyler.
Sayfa 29
D28 Arist. Cael. 4.2 308b30-32, 309a2-11:
[308630] [...] çağ bakımından daha eski olmalarına rağmen şimdi konuştuğumuz konuda daha günümüze uygun düşünüyorlardı. [...] 1309a2) Bileşik cisimler arasında, [...] yüne kıyasla bronz gibi birçok ağır nesnenin kütlece daha küçük olduğunu gördüğümüzden, [...] bazıları ne- denin farklı olduğunu düşünüp söylemiştir, zira onla- rın söylediğine göre daha içte bulunan boşluk cisimleri hafifleştirir ve bazen de daha hafif olan cisimleri daha büyük hale getirir, bunun nedeni o cisimlerin daha faz- la boşluk içermesidir. Bu, cisimler aynı sayıda ve hatta daha az sayıda katı bileşenlerden oluştuğunda yığının niye çoğunlukla kütlece daha büyük olduğunu da açık- lamaktadır. Genellikle söylendiği gibi bir cismin daha hafif olmasının nedeni içinde daha fazla boşluk bulunmasıdır. [...]
Sayfa 28
Ben şu balkonda, herkes ne ise o olarak akşam sekiz buçuktan on ikiye, bire kadar duruyorum. Sonra sağa sola çarpmamaya dikkat ederek azalan hiddetimin yerini alınış, içime yerleşmiş boşluk duygusu ile boşluk mu ağır, taş mı bilemeyerek, artık bilemeyerek gidip herkes gibi yatıyorum.
Sayfa 191 - iletişim yayınları, ikinci baskı, 2013
İnsan bazen kendine ağır gelen gerçeklerden kaçmak için kendine bile yalan söyler. Söylediğin bu yalan bence gerçekte olmasını istediğin şeydi. Gerçek olmadığı için üzgünüm.
Sayfa 101 - Armoni YayıncılıkKitabı okudu
Şimdi bünye kendini farklı bir biçimde düzenliyor. Bir bulutum, merkezi bir nesne etrafında dönüp kalmış, bir armut biçiminde, benim olduğumdan daha sert ve daha gerçek ve yarı saydam ambalajı içinde kırmızı parıldayan. İçinde bir boşluk var, gece vakti gökyüzü kadar büyük bir boşluk ve karanlık ve bunun gibi bükülmüş, siyah, gerçi siyahtan çok kırmızı. İçinde yıldızlar kadar sayısız ışık noktacıkları şişiyor, pırıldıyor, patlayıp büzülüyor. Her ay bir dolunay var, kocaman, yuvarlak, ağır, bir kehanet. Geçiyor, duraklıyor, devam ediyor ve gözden yitip gidiyor ve umutsuzluğun açlık gibi, bana bana doğru geldiğini görüyorum. Böylesine hoş hissetmek, tekrar, tekrar. Yüreğimi dinliyorum, dalga dalga, tuzlu ve kırmızı, sürekli devam ederek, zamanı belirleyerek.
Sayfa 103 - Doğan YayıncılıkKitabı okudu
İnsan bazen kendine ağır gelen gerçeklerden kaçmak için kendine bile yalan söyler.
İnsan bazen kendine ağır gelen gerçeklerden kaçmak için kendine bile yalan söyler.
Sayfa 101Kitabı okudu