Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir toplumda suç varsa orda adalet yoktur.
“Adalet denen şey bir yalandan ibaretti. İnsanlar suç işledikleri için değil, suç işlenmemesi gerektiği için cezalandırılıyordu”
Reklam
Cumhurbaşkanına Açık Mektup
Sayın Cumhurbaşkanı bu size üçüncü e-mektubum. Nasıl bir ibret ile karşı karşıya olduğunuzu umarım idrak etmiş durumdasınız. Bu sır ve ibretin bir parçası olarak iyilik adına bunu yapmak durumundayım. Bu noktaya ülkeyi siz getirdiniz. Bütün silahlar bize döndürülmüş. İçeride milyonlarca sığınmacı veya göçmen bu yurdun, ulusun, devletin ve
At koşar baht kazanır, Bu ülkede adalet bekleyen nah kazanır.
Hz. Ömer adalet yönünden o kadar haSsas davranı- yorduki; oğluna yaptığı had cezası ölümüne sebep oldu.Zeyd b. Eşlem 1 şöyle anlatıyor: «Bir gece Hz. Ömer’in dolaştığını gördüm, arkasın­dan gittim ve size arkadaşlık yapmama müsaade edermi- siniz» dedim «evet» dedi. Medine’nin dışına çıktığımız­da, uzaklarda bir ateş gördük «Belki orada bir
Reklam
Filozoflar: Başkan bir ticaret pazarma benzer. Şa­yet önemli gıda madelerinin burada bulunduğunu herkes bilirse buraya akm ederler. Şayet mallar sürüm yapma­yan bir cinste ise hiç kimse bu pazara doğru yol almaz. Pazarın önem kazanması başkanın adîl politikasına bağ­lıdır. Adalet olmayınca her tarafta emniyet kalkar, hattâ pazara bir mal geldiği zaman herkes zorluklarla karşı karşıya kalır».Bazılan ise: «Halkın işleri ve yaptıkları, idareci­lerin tutum ve davranışlarına bağlıdır» demişlerdir.Bir ülke ma’mur olarak niteleniyor ve halkı emniyet, rahat ve gıpta edilecek bir yaşayış seviyesinde ise, halkm bunda payı olmakla beraber başkanm akıllı davranışına ve güzel niyyetine apaçık bir delil değilmi?
...bireylik, ancak devlet varsa var olabilir. Denilebilir ki, temel işlevi oluşturan, devlettir. Çocuğu ataerkil bağımlılıktan, evin zorbalığından kurtaran devlettir; yurttaşı derebeycil, daha sonra da yerel kümelerden özgürleştiren, devlettir; işçiyi ve işvereni lonca eziciliğinden kurtaran odur. Etkinliğini aşırı şiddet kullanarak yapması, yalnızca yıkıcı olmakla yetindiği için bozulmuş olmasından dolayıdır. Görev ve yetkilerinin genişlemesini haklı kılan da budur. Görüldüğü gibi bu devlet anlayışı, onu yalnızca bastırıcı bir adalet uygulayıcılığıyla sınırlamamakla birlikte, bireycidir; ona, gizemsel olmadan, toplumsal yaşamın her alanında çok geniş kapsamlı bir işlev görme hakkını ve ödevini vermektedir.
Sayfa 84
Halkına zülüm ve işkence yapmayı gaye olarak güden başkanın halkmı Allah eksiltir, Afet ve belâlarla ölüm vak’alarmı içlerinden eksik etmez, Ti­cari hayatları sarsılır, afetler yüzünden ziraatçılar ek­tiklerini alamazlar. Sürü sahipleri günden güne kayıp verirler. Adalet üzerine hareket eden başkanın bu adîl tutumu bütün kitle içinde yayılır, bütün halk ölçülerini tam tutar, aralarındaki hak ve hukuka riayet ederler, adîl konulara sarılırlar. Artık bundan sonra eğri olan şeyler aralarında yok olur ve hak olan şeyler aralarında belirir. Semadan rahmet eksik olmaz, yeryüzünde bere­ket çoğalır, ticaret gelişir, ekicilerin ürünlerinde bir be­reket olur, böylece halkm gıda durumu gelişir. Filozof­ ların bildirdiğine göre: «Bütün halk başkanm bozgun­cu hareketiyle bozulurlar, dürüst davranışıyle dürüst olur­ lar.» Tabilerin 11 ileri gelenlerinden Süfyan Sevri12 Abba­sî halifelerinden Mansur’un yanma vardığında Mansur: «Sevri! uzun zamandanberi halkımı ve yardımcılarımı yoluma koyup itimat edecek kimseyi bulamadım», deyince Sevri! «Müminlerin başkam! Saydığınız şahısların deru- nunda büyük işlere ön-ayak olacak biri var. Şayet bu düzelirse hepsi düzelmiş olur.» der. Mansur: «Anlattığın ve tasvir ettiğin şahıs kimdir?.» deyince Sevri: «Bütün halkm önderi ve başkanı olan Mansur’dur». der. Bunun üzerine Mansur:«Ah! bu zamana kadar uyanmadım. Kendimi bıra­kıp başkası ile uğraşmam neyime gerekirdi?» diyereiv kendi kendini azarlar.
Göz alıcı elbiseler giyerek ve en iyi yemekleri yiye­rek nefsinizin arzulara uydu olmasına meydan vermeyi­niz. Fakat her şeyde kanaatkar olunuz. Çünkü kanaatsız adalet olamaz.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.