Ahmed Rüstem Bey
“Harf bir milletin şiârıdır. Harf değişirse millet hüviyetini,tarihini kaybeder, böyle bir şey olmaz.”
Sayfa 72
Bundan 87 yıl önce bugünlerde, TBMM’de kabul edilen bir kanunla ‘hain’ ilan edilen bazı kişiler yurtdışına sürülüyordu. Bundan 73 yıl önce yine bu günlerde ise TBMM’de bu kişileri affeden kanun kabul edilmişti. Neredeyse herkesin birbirini ‘Ergenekoncu’, ‘darbeci’, ‘Kürtçü’, ‘bölücü’, ‘terörist’, ‘şeriatçı’, ‘Fethullahçı’, ‘Batı şakşakçısı’,
Reklam
Heyet-i Temsiliye, Ziraat Mektebine yerleştikten sonra, Beşinci Ordu erkânı ile birlikte bütün vilâyetlerle temasa geçildi. Kongrelerde verilen kararlar neticesi, her vilâyetten gelecek beş murahhasla, İstanbul'daki Meclis-i Meb'usan âzâlarının "Türki ye Büyük Millet Meclisi" adıyla bir hükümet kurmalarına karar verildi. Bu
Sayfa 71 - Kitabevi Yayınları, 10. Baskı: İstanbul 2021Kitabı okuyacak
Osmanlı Diplomasisi ve İstihbarat Diplomatik görevlerinin yanı sıra, elçiler aynı zamanda usta birer istasyon şefidir. 1716 yılında yazdığı kitabında François de Callieres bunlara “Şerefli casus” (espion honorable) adını takacaktır. Özellikle yüzyılın ikinci yarısından itibaren gittikçe daha düzenli bir şekilde yazdıkları mektuplarında büyük
İdama mahkûm olan yedi kişi arasında sıra ile Mustafa Kemal Paşa, Bekir Sami Bey, Dr. Adnan, Ali Fuad, Ahmed Rüstem, Kara Vasıf ve Halide Edib vardı.
Sayfa 147 - Can YayınlarıKitabı okudu
O aralık, Ankara’ya Chicago Tribune’ün muhabiri William adında biri gelmişti. Bizim resimlerimizi aldı. Bunlar muhtelif Amerikan gazetelerinde basıldı. Aynı gün, öğleden sonra, İstanbul’dan Saffet Bey isminde ve Anadolu’ya silâh kaçıran bir adam geldi, beni görmek istedi. Dedi ki: — Size büyük bir haberim var. Türk tarihinde tek mevki işgal eden bir kadın oldunuz. Aynı zamanda, İstanbul’da, Nakiye Hanım’ı görüp ailemden de haber getirdi. Elime uzattığı Peyam-ı Sabah gazetesinde Kürt Mustafa Paşa mahkemesinin verdiği idam ilâmı ile fetva vardı. İdama mahkûm olan yedi kişi arasında sıra ile Mustafa Kemal Paşa, Bekir Sami Bey, Dr. Adnan, Ali Fuad, Ahmed Rüstem, Kara Vasıf ve Halide Edib vardı.
Reklam
Üzeyir Hacıbeyli, bütün Türk dünyasının dahi müzisyenlerinden biri . Bizde, opera ve operet san'abnın bir numaralı yıldız ismi Üzeyir Hacıbeyli'dir. Üzeyir Hacıbeyli, 1885- 1948 yılları arasında yaşadı. 22 yaşında iken Leyli ve Mecnun operasını besteledi . Sonra birbiri arkasından "Şeyh Senan, Rüstem ve Söhrab, Şah Abbas ve
Yazılmış Evranusogli ser-efraz Hasan-hu yani Ahmed Beg 'Ali-räz Ebe'n anced bu meydanda müsellem Kital ü hilede manend-i Rüstem Alup İskenderiyye kalasin ol Gören dir buldi ahir Haybere yol Hem ol fetheyledi Akçahisari Nitekim çer sems-i zer-nigin Hem ol kal'a öñinde ol sipeh-dår Frengün leşkerin kıldı nigü-sär
BİR KÖYLÜ ÇOCUĞU SARAYA DAMAT OLABİLİRDİ
Hükümdar çocukları her zaman memleket menfaati için evlenmiştir. İlk Osmanlı padişahlarının kızları, Anadolu beylerinin oğullarına verilirdi. Karaman, İsfendiyar Akkoyunlu, Timurlu, hatta Memlüklu bey ve şehzadelerinden damatlar vardır. Anadolu birliği temin edilip de beylikler ortadan kalkınca Osmanlı prensesleri, devşirme asıllı devlet adamları ile siyasi evlilikler yapmışlardı. Böylece hem muvaffak devlet ricali taltif edilmiş, hem de bunlar saraya bağlanarak kendi aralarında evlilik yoluyla yakınlıklar/ klikler kurmalarının önüne geçilmek istenmiştir. Bu, Osmanlılarda soya değil, liyakate itibar kaidesinin de işaretidir. Bir Balkan köylüsünün oğlu kabiliyeti sayesinde yükselip sadrazam ve padişah damadı olabilmektedir. Emir Sultan, Karaca Paşa, Zaganos Paşa. Malkoçoğlu Ali Bey, Hersekzade Ahmed Paşa, Ferhad Paşa, Makbul İbrahim Paşa, Rüstem Paşa, Sokullu Mehmed Paşa, Piyale Paşa, Cerrah Mehmed Paşa, Melek Ahmed Paşa, Hezarpare Ahmed Paşa, Merzifonlu Kara Mustafa Paşa, Nevşehirli İbrahim Paşa, Koca Ragib Paşa, Fethi Paşa, Ferid Paşa meşhur damatlardandır. Damatların -birkaç istisna dışında- hepsi saraya sadakatle hizmet etmiş; din, vatan, millet uğruna fedakârâne çalışmıştır. Harp meydanlarında şehit düşerek bu yolda canını veren az değildir. Günümüze ulan hayratları sayesinde çoğunun ismi ölümsüzleşmiştir.
Sayfa 71 - Ekrem Buğra Ekinci MUSTAFA KEMAL SARAYA NEDEN DAMAT OLAMADI?Kitabı okudu
Sohbet esnâsında Mustafa Kemal Paşa, maârifin memleket sathında sür'atle yayılabilmesi için ne gibi tedbirler alınması lâzım geldiğini sordu. Bu sırada müdîr-i sâni Ayaşlı Ali Rıza Bey, Arnavutların yaptığı gibi Latin harflerini kabulden başka bir çâre olmadığını ileri sürdü. Fakat Heyet-i Temsiliye'den Washington sefîri Ahmed Rüstem Bey, bu fikre şiddetle karşı koydu:"Harf bir milletin şiârıdır. Harf değişirse millet hüviyetini, tari-hini kaybeder, böyle bir şey olmaz" dedi. Bu suretle bu babdaki münakaşa da kapanmış oldu.
16 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.