Peki neden ille de 1 Mayıslarda Taksim ve neden ille de Taksim Anıtı?
Bugünkü solcular bile unutmuş olabilir, lakin Taksim'e 'Kızıl Meydan' adının yakıştırılması, bu iki Komünist General'in (Frunze ve Voroşilov) Atatürk ve İnönü'nün hemen arkasında duran heykellerinden kinayedir.
Sayfa 240Kitabı okudu
Ancak Türk'e düşman isen andımızı kaldırırsın.
1933 yılının 23 Nisan Çocuk Bayramı idi. O, (Reşit Galip) heyecanla Çankaya Köşküne geldiği vakit, bir ant meydana çıktı. Atatürk'ün yanında bana (Prof. Dr. Afet İnan) bir kağıt uzattı. İşte Cumhuriyetimizin 23 Nisan çocuklarına armağanı diyordu. Kağıtta şöyle yazıyordu. "Türküm, doğruyum, çalışkanım. Yasam ; küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak ; yurdumu, budunumu, özümden çok sevmektir. Ülküm yükselmek, ileri gitmektir. Varlığım Türk varlığına armağan olsun." Vatanperver Dr. Reşit Galip, evvela bir baba olarak bu hisleri duymuş, sonra da Millî Eğitim Bakanı olarak çocuklarına bu andı içirmişti.
Sayfa 287 - İş bankası Kültür yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Genellikle hatalı bir şekilde Atatürk'e ait olduğu zannedilen "Köylü milletin efendisidir" vecizesi aslında Kanuni Sultan Süleyman'a aittir. Bir gün mahremleriyle görüşürken onlara "Velinimeti âlem [dünyanın efendisi] kimdir?" diye sormuş. Onlar tereddütsüz "Padişah efendimizdir" diye cevap verince Kanuni, "Hayır, dünyanın efendisi reâya, yani köylüdür ki, ziraat ve haraset emrinde huzur ve rahatı terk ile iktisab ettikleri nimetle bizleri it'âm ederler" demiştir. Yani tarım ve çiftçilik işlerinde huzur ve rahatlarını bırakıp elde ettikleri ürünlerle bizi doyururlar.
Kapatın ve Kaldırın!
Kurtuluş Savaşı kazanılmış, herkes sevinç içinde, yarınlara umutla bak maktadır... O günlerde İstanbul'dan Atatürk'e, Çankaya'daki evinin duvarlarını süslemesi için bir armağan gönderileceği bildirildi. Bir süre sonra armağan, bir sandık içinde geldi. Sandık açıldı... Üstündeki talaşlar boşaltıldı... Atatürk, ortaya çıkan tabloyu görmek için eğildiğinde, birden yüzünü buruşturdu: "Kapatın ve kaldırın şunu," diye bağırdı. "Ne iğrenç manzara... Gönderenin aklına şaşarım!" Tabloda, Yunan bir asker sırtüstü yatarken gösteriliyordu. Fesli bir Osmanlı askeri de, bir ayağıyla Yunan askerin göğsüne basarken, süngüsünü de askerin göğsüne saplıyordu.
Sayfa 104Kitabı okudu
Bu belge Kverniç'in Atatürk'e kabul ettirdiği Güneş-Dil Teorisi sebebiyle bundan 75 yıl önce, zamanın devrimci ve ilerici gazetesi olan Cumhuriyet'te yayımlandı. Yazının başlığı: "Adam Yalvaç'ın Uçmaktan Kovulması" şeklindedir. Metinde geçen "Adam", Hz. Âdem'dir. Hava ise Hz. Havva! Kverniç'e
Sayfa 44 - Yakın Plan
Son zamanlarda tescilli Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlarından Kadir Mısıroğlu, Mustafa Armağan, Yavuz Bahadıroğlu ve özellikle Said Alpsoy adlı biri, yandaş gazetelerde ve televizyonlarda mal varlığı üzerinden Atatürk'e saldırmıştır. İşin ilginç yanı Atatürk'ü "zengin para babası, hatta hırsız" göstermek için tarihi gerçekleri çarpıtanlar, çok sevdikleri Recep Tayyip Erdoğan'ın 17 Aralık Operasyonu'yla ortaya çıkan "sıfırlanan paralarını", İsviçre hesaplarındaki milyon dolarlarını, Ankara'da Atatürk Orman Çiftliği'ne inşa edilen kaçak sarayını görememişlerdir!
Sayfa 202 - İnkılap KitabeviKitabı okudu
Reklam
Ankara'nın Milliyetçi Müftüsü Rıfat (Börekçi) Efendi, evi satın almak için Ankara halkından bağış topladı ve evi Mustafa Kemal'e armağan etti. Ancak, Mustafa Kemal derhal, "Tapuyu Türk Ordusunun adına çevirtti". Böylece bu ev, o günden sonra hep "Ordu Köşkü" diye anılmaya başlandı. Bu orta sınıf evde, fazla bir lüks yoktu. Mustafa Kemal'in kaldığı yerde küçük bir jeneratör bulunuyordu. Diğer taraflar gaz yağı ve karpit lambaları ile aydınlatılıyordu. lşte bugünkü devasa "Çankaya Köşkü"nün küçük tarihçesi bundan ibarettir ...
. Operet artistieri gibi yakasız gömlek giyinip, fesle dolaşmayı, kendince Atatürk'e bir meydan okuma olarak kabul eden İslamcı bir yazar, Türk ülküsünün ve Türk tefekkür hayatının ateşli şairi Mehmet Emin Yurdakul için "Bu şairi oldum olası sevmemişimdir, zaten şair bile değildir o, her devre ayak oydurmuş bir ibnülzamandır!" derken nedense adı filozofa çıkan Rıza Tevfik için şunları yazıyor: " ... Onurlu şair dediğin feylesof Rıza Tevfik gibi olmalıdır!" Sevr antlaşması gibi bir teslimiyet belgesinin altına imza atan bir adamın onurlandırıldığına ilk kez şahit oluyoruz. Unutmamalıyız ki, İslamcı yazarın onurlu şairine Sevr'i imzalayacağı kalem de Robert Kolej'in protestan papazları tarafından armağan edilmiştir! Vah Türkiyem, vah. .
Sayfa 157Kitabı okudu
Entektüel Devrimci
Hiç abartısız bir şekilde Atatürk sürekli okumuştur. Bu sürekliliğe savaş meydanları da dahildir. Çanakkale savaşları sırasında madam Corinne'den romanlar isteyip okumuş ,1916 yılında kolordu ve ordu komutanı olarak Doğu Anadolu'da bulunduğu sırada kuramsal konularda araştırmalar okumuş ,1922 yılında Kurtuluş Savaşının en kritik aşamasında bile
Sayfa 88 - inkılapKitabı okudu
"Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur" Sözü?
1938 yılından itibaren resmi bayram olarak kutlanan 19 Mayıs, "Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur" özdeyişiyle özdeşleşmiş gibidir. Resmi ideoloji bu özdeyişi Atatürk'e izafe etmeye çalışır... İlk defa Latin yazan Juvenal'in (Juvenalis) eserinde geçen bu sözün aslı şöyledir: "Orandum est ut sit mons sana in cor pore sano." Tercümesi ise şöyle: "Sağlam bir bedende sağlıklı bir kafa vermesi için Tann'ya dua etmelisin." Yani aslında yine dini bir anlamı olduğu gözden kaçmaz bu sözün.
Sayfa 97 - Timaș Yayınları, 7. Baskı (2008)Kitabı okudu
82 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.