Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Eğitim sistemimiz öğrencilerin bütün gün bir yerde oturmasını ve büyük oranda hareketsiz kalarak bir şeyleri "bilişsel" açıdan öğrenmelerini gerektirdiği için olsa gerek, hiperaktivite ve dikkat bozukluğu gibi şikayetlerimizin ciddiyeti artıyor. Elbette klinik anlamda "aşırı hareketlilik" gibi bazı rahatsızlıklar gerçekten de var; bunlar sinir sistemindeki hareket ve dürtü kontrol sistemlerinin doğru çalışmamasından kaynaklanıyor. Ama bu klinik tabloların dışında, bugün 40 dakika boyunca bir sınıfta oturup sürekli derslere konsantre olabilsin diye çocuklarımızı ilaçla "uyuşturmayı tercih ettiğimiz bazı garip uygulamalara da maalesef rastlayabiliyoruz. Başarıyı eğitim -daha doğrusu yüksek puan alma- başarısına endekslemek gibi anlamsız bir ön kabul neredeyse herkesi sarmış durumda. Öğrencinin etrafında, sınavlardan alınacak notları her şeyin üzerinde görüp geri kalan tüm insani ihtiyaçları göz ardı edecek kadar gözünü karartmış bir "çevre" kültürüyle karşı karşıyayız.
Sayfa 71
Komplo teorileri baskıcı politikaların kılıfıdır. Ülke büyük bir komployla karşılaştığında güçlü lider milletini ve vatandaşlarını korumak için olağanüstü önlemler almak zorunda olduğunu belirtir. Diktatörün genellikle kısaca ve içeriğini belirsiz bırakarak tanımladığı bu olağanüstü önlemler binlerce kişiden yazılı itiraflar almak için yapılan işkence ve tutuklamaların yanı sıra yargısız infazlar ve insanların kaçırılıp ortadan kaldırılmasını da içerir. Kamuoyunun büyük bölümü bu suçları ya göz ardı eder ya da anavatana yönelik komplodan korktukları için haklı bulur.
Sayfa 52 - İletişim Yayınları - Ala El- AsvaniKitabı okuyor
Reklam
William James, "Bilge olma sanatı neyi göz ardı edeceğini de bilmektir," der. Neyin göz ardı edileceğini bilmek, yaşı daha büyük yetişkinlerin genç yetişkinlerden daha akıllıca hareket etmesinin nedenlerindendir. Pozitiflik etkisi yaşla birlikte gelir. Olumlu olanla daha çok ilgileniriz, beynimiz karşılaştığımız olumsuzluklara daha az tepki verir. Kişilerarası çatışmalara girmeyiz, özellikle kendi ağı- mızdaki kişiler söz konusuysa oluruna bırakırız.
Sayfa 198 - KoridorKitabı okudu
Şimdi bana hikayenizi anlatın, lakin acele etmeyin! dedi Ağaçsakal.
"Hobbitler, Hobbitköy'den ayrılışlarından itibaren gelişen öykülerini ona anlatmaya başladılar. Herhangi bir sıra takip etmediler çünkü sürekli birbirlerinin sözünü kesip duruyorlardı; sonra Ağaçsakal da sık sık konuşmayı kesiyor, daha önce söylenmiş olan bir noktaya dönüyor veya daha sonraki olaylarla ilgili sorular sorarak ileriye
Deniz kenarındaki parkta sandalyelerimi açtığımda güneşin ve ılık meltemin verdiği haz muazzamdı. Üstelik çıplak ayaklarım taze çimlerle henüz buluşmamıştı bile. Sıcak bir kahve boğazımdan henüz geçmemiş ve ruhumu dinlendiren müzikler henüz dinlenmemişti. Sandalyeme boylu boyunca oturup bedenimi güneşe, gözlerimi de denizin maviliğine teslim
Sayfa 13
...azgelişmişlik topyekûn, bütüncül, hayatımızın her alanını etkiliyor. Toplumlarımızın sorunları esas olarak politiktir. Ve bir yazarın bağlılığı, toplumun sadece küçük bir kısmıyla değil, tüm gerçekliğiyle ilgilidir. Aksi takdirde, gerçekliğimizin büyük bir bölümünü göz ardı eden politikacılar kadar kötüdür.
Reklam
Eğitim sistemimiz öğrencilerin bütün gün bir yerde oturmasını ve büyük oranda hareketsiz kalarak bir şeyleri "bilişsel" açıdan öğrenmelerini gerektirdiği için olsa gerek, hiperaktivite ve dikkat bozukluğu gibi şikâyetlerimizin ciddiyeti artıyor. Elbette klinik anlamda "aşırı hareketlilik" gibi bazı rahatsızlıklar gerçekten de
Bizler hayatın dertlerine öyle odaklanmışız ki nimetleri hep göz ardı ediyoruz. Tabii ki hayatım hiç kolay olmadı, asla da olmayacak. Bunu çok iyi biliyorum. Ama yaşanmışlıklarımı değiştiremem, yaşayacaklarımı bilemem. Öncesine gücüm yetmez, sonrasını da kimse bana garanti edemez. Şu anın kıymetini ve lezzetini, pişmanlıklar ve bilinmezlikler arasında kurban etmemeye çalışıyorum sadece. Küçük mutluluklarıma büyük anlamlar yüklüyorum. Zihnimin bir yerinde beni dibe çekmeye çalışan karamsar düşüncelerim var elbette. Ama onları görmezlikten geliyorum. Günümü zehir etmelerine izin vermiyorum. Kaygılarımı karamsarlığımla beslemiyorum. Güzel şeyler düşünmeye çalışıyorum.
Sayfa 12
“Başarı konusunda tercih ettiğimiz düşünce biçiminin sonuçlarını görüyor musunuz? Başarıyı böylesine derin bir biçimde kişiselleştirdiğimiz için, diğerlerini en yüksek basamağa çıkarma fırsatlarını kaçırıyoruz. Kuralların başarıyı engellemesine neden oluyoruz. İnsanları daha en başından başarısızlığa mahkum ediyoruz. Başarılı olanlara aşırı derecede hayranlık duyuyoruz ve başarısız olanları aşırı derecede göz ardı ediyoruz. Ve en önemlisi, fazlasıyla pasif hale geliyoruz. Bizler kimin başarılı olup kimin başarılı olmadığını belirlemekte hepimizin ne kadar büyük bir rol oynadığını gözden kaçırıyoruz; “biz” derken toplumu kastediyorum”
İnsanlar şiddet ve hırsla şekillenmiş, kibirli bir türdür. Yaşadıkları gezegeni, şuan için erişimleri olan yegâne gezegeni yıkımın eşiğine getirdiler. Ayrımlarla sınıflamalarla dolu bir dünya yarattılar ama kendi aralarındaki benzerlikleri görmeyi beceremediler. Teknolojiyi insan psikolojisinin uyum sağlayabileceğinden daha büyük bir hızla geliştirdiler ve hepsinin delisi olduğu para ve şöhret için ilerletmeye çalışıyorlar hâla. İnsanların tuzağına asla düşmemelisin. Asla bir insanın yüzüne bakıp da o insanın "bütünün suçlarıyla" ilişkisini göz ardı etmemelisin.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.