Halil (Meneteşe), o dönem İzmir milletvekili olan Mahmut Esat Bozkurt'tan dinledigi bir tanıklığı da anlatıyor: "Bir gün Çankaya'da bir milletvekili arkadaşla Gazi'nin huzurunda idik. O kişi Enver aleyhinde atıp tutmaya başladı. Gazi sözünü kesti, sunları söyledi: “Enver bir güneş gibi doğmuş, bir gurub ihtişamiyle batmıştır. Bunun ortasını artık tarihe bırakalım."
Sayfa 293Kitabı okudu
Daha sonra bu dönemi değerlendiren "Bozkurt" adlı kitabın yazarı Artmstrong, maaşlarının düzenli verilememesinin askeri farklı arayışlara ittiğini belirtir. Ona göre, dağa çıkan Resneli Niyazi ve Enver Bey'e, subayların akın akın katılması, yıllarca verilmeyen maaşların oluşturduğu hoşnutsuzlukla alakalı idi.
Sayfa 49 - İskenderiye KitapKitabı okudu
Reklam
... O sırada odanın bir köşesinde duran bir Alman generali yüksek sesle: "Türk birlikleri hiçbir işe yaramaz. Bunlar sadece kaçmasını bilen hayvan sürüleridir. Doğrusu onlara kumanda eden hiç kimseye gıpta etmem" diyordu. Mustafa Kemal şimşek gibi Alman'a doğru döndü, gözleri kızgınlıkla alevlenmişti, tüm vücudu öfkeyle titriyordu. "Ben de bir askerim" dedi. "Bu orduya kumanda ediyorum." Sesi Türklere olan tutkulu inancıyla titreyen bir trampet gibi tınlıyordu. Türk askeri asla kaçmaz. Geri çekilme sözünün ne demek olduğunu bile bilmez. Siz, generalim, eğer Türk askerlerinin koştuğunu görürseniz, bunu ancak kendiniz kaçarken görmüş olmalısınız. Kendi korkaklığınızın suçunu Türk askerine yüklemeye nasıl cesaret edersiniz!" Tam bir ölüm sessizliğine bürünen bekleme odasında bulunan herkes onun sesindeki tutku ile sarsılmışken Mustafa Kemal dimdik yürüdü, Enver'in yanından geçerek çıktı, sarayı terk etti.
Sayfa 126 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Bir bozkurt gibi şu kayanın başından düşmanını gözetleyen Enver Bey'e bir bak hele, Padişah damadı. Ne işi var buralarda? Petrol mü? Şöhret mi? Altın mı? Bunlar olamaz!
Sayfa 147Kitabı okudu
Enver paşa ile Mustafa Kemal Atatürk arasındaki en temel fark Atatürk’ün daha gerçekçi ve somut plan yapabilmesinden kaynaklanıyordu . Enver paşa hayallerinin peşine hesapsız bir şekilde gitmiş sonrasında ise hayal kırıklığına uğramıştı.
Reklam
Mahmud Esad Bozkurt:
"Mustafa Kemal, Talât, Enver; bu üçüne uzanan dilleri kudretim olsa dibinden keserdim."
Sayfa 207 - Altınordu yayınlarıKitabı okudu
Mahmut Esat Bozkurt
. Atatürk döneminin ünlü Adalet Bakanı, hep şöyle dermiş: “Mustafa Kemal, Talat, Enver; bu üçüne uzanan dilleri kudretim olsa kökünden keserdim.“ .
Evet, dedi Rahmi. Komintern'i, Sovyetler'i uyutmak için, Kemal Paşa'mızın kurdurduğu "Türkiye Komünist Fırkası" var. Moskova'yı kendinden önce kandıracaklarından korktuğu İttihatçılarla, Enverler, Cemallerle yarışıyor komünistlikte Ata'mız o zaman! Daha önce onlar kurmuşlar böyle bir şey. Söylemek gereksiz; komünistlikle ilgileri yok! Politika düzenciliği. Halkta o günler yükselmeye başlayan Sovyetlere, Bolşevizme yakınlığı denetime almak bir de Hakkı Behir, bu Yunus Nadi, Tevfik Rüştü, Mahmut Esat Bozkurt, Kılıç Ali filan... Paşamızın köpekleri. Üç beş ay mi ne sürmüş sanırım. Komintern kovaladı bunları. Giden delegelerin ellerine süpürge verip sokakları süpürtmüşler önce "emek günü'nde, sonra da sepetlemişler, yutmadık deyip! Bakü'de, 1919'da, Enver takımının kurduğu Türkiye Komünist Partisi var; kardeşi Nuri, amcası Halil Paşalar, Dr. Fuat Sabit, Baha Sait filan. İlk kongrede Mustafa Suphi, hepsini temizlemiş bunların. Kongredeki delegeler ayağa kalkmışlar, ülkenin yıkımına neden olan bu adamla mı birlikte olacağız diye! Başlıyorlar Türkiye'de örgütlenmeye; İstanbul, Zonguldak, Trabzon. Bütün ileri güçleri birleştirmek için Türkiye'ye gelince de öldürüldüler, biliyorsunuz.
Sayfa 616Kitabı okudu
Enver eskiden beri Almanlara karşı sempati beslediğinden Batı aleminde en fazla Almanlara güveniyordu.
155 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.