Wyndham Deedes ve eşkıyalık
Tuhaf bir tesadüf, Eşref’in, aksi hâlde karanlık kalacak bu dönemdeki faaliyetlerinin anlaşılmasına imkân tanır. Eşref, ilki İzmir’de ve ikincisi Birinci Dünya Savaşı sırasında Kahire’de olmak üzere iki mühim noktada kendini, Wyndham Deedes isimli şahsına münhasır bir İngiliz rakiple karşı karşıya bulmuştur. East Kent
Deedes’in hatıratı, yabancı diyarlardaki maceralar ve “avcılık içgüdüleri”nin birleşimiyle, neredeyse bir John Buchan romanından fırlamış gibidir. John Buchan, Yeşil Kaftan isimli romanında bizzat Enver ve adamlarını kıskanç bir takdirle tasvir etmiş ve zamanın ruhu Büyük Oyun’a vurgu yapmıştır. Fakat Osmanlı topraklarındaki birçok kişi için gerçeklik, edebi eğlence için kurgulanmış olandan çok daha ciddi ve tehlikeliydi. İttihatçılar iktidarlarını pekiştirdikçe, otokrasiye olan yönelim arttı.
Ne yapacağını buldu birden. Plaklarına gidip Art of the Fugue’u buldu. Bach’ın yüceliğinden bile cesaret alamazsam, hiç uğraşmama gerek yok, diye düşündü. Bach bir dünya kurarken, içini insanlarla doldururken, kendi dünyasını düzenlerken ve sonunda onunla savaşıp yok edilirken, Doc kımıldamadan oturdu. Ve müzik durduğunda , sözünün ortasında can veren bir insan misali durduğunda, Doc cesaretini geri kazanmıştı artık. “Bach vahşice direndi,” dedi. “Yenilmedi o. Yaşasaydı imkansız mücadelesini sürdürürdü.”