Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sultan Cem, abisi Mustafa’yı anlatıyor
Ne diyecekti?? Nizamı alem… Kardeşleri, evlatları, onların günahsız çocuklarını Nizam ı aileme kurban etmek ne demek? Cenabı Hak, İsmail’i kendisi için kurban etmek isteyen İbrahim’e izin vermeyip onun yerine bir koç göndermedi mi? Kim bilir kaç rüyamda cellatların yay kirişlerini boynuma dolanmış hissedip çığlıklar atarak uyandım. Bu yüzden içimde yavaş yavaş bir katilin şekillendiğini hissetmeye, Mustafa öldükten sonra diğer Ağabeyim, Beyazıt’ı ölümü hak eden can düşmanım olarak görmeye başlamıştım.
Sayfa 72 - Kapı
Sultan Cem, abisi Mustafa’yı anlatıyor
Padişah olursa herhalde ilk işi, öteki ağabeyim Beyazıt’ı, beni ve bütün oğullarımızı boğdurtmak olacaktı. Pederim Fatih Sultan MehmetHan tahta geçer geçmez kundaktaki kardeşi Ahmet’i gözünü kırpmadan boğdurtmadı mı? Hep merak etmişimdir, kundaktaki bir bebeğin canını aldığı için vicdan azabı çekmiş, kabuslar görüp uykuları kaçmış mıdır?
Sayfa 71 - Kapı
Reklam
"Şehzade Mustafa'nın vefatından sonra cennetmekân Fâtih Sultan Mehmed Han'ın gözdesi ve veliahdı Sultan Cem oldu. Lâkin onun kaderinin nasıl yazıldığı bebekliğinde babasının beşiğine savurduğu tekmeden anlaşılıyordu. Bütün hanedan mensuplarının 'ulu hala' diyerek saygı gösterdikleri Selçuk Hatun'un ona taraftar olması bile bu kaderi değiştiremedi."
"Bursa'ya tam on sekiz yıl sonra ne yazık ki beyaz bir küheylan üzerinde değil, tahnit edilmiş olarak bir tabut içinde dönebilen Sultan Cem, ağabeyi Mustafa için babasının bir cennet köşkü gibi tezyin ettirdiği türbeye yerleşti."
ATSIZ'DA TARİH ANLAYIŞI: Atsız'ın lisans öğrenimi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü (Edebiyat Zümresi) olduğu hâlde bilim adamı olarak tarihle daha çok ilgilenmiş, bu konuda daha çok eser vermiştir. “Türk tarihinin içinde yüzüyorum. Diyebilirim ki her günüm 27 asrın içinde geçiyor." diyecek ölçüde (Atsız 1992: 67) kendisini tarihle
Yine cem‘ itdi beñzer leşkerin ġam İdiserdür bu dil mülkini ġāret Koma dünyāda bir taş üzre taşı Sınuk göñülleri eyle ‘imāret Ḥaḳīḳī oldugıyçün şi‘r-i Sa‘dī Görür her kimse baksa istiḳāmet
Reklam
"Gökkuşağının kılıcı akşamı kesiyor. Sevdiğimin kirpiğinin bir teli hançerden daha korkunç kimim ben ? Sakinliğin beni yaralamasından kaygılı Ben ki ölümden hiç korkmayan..."
Hoca’nın, en eski fıkrası, Ebül-Hayr-ı Rûmî'nin, Cem Sultan adına yazdığı «Saltuk-Nâme»sindedir. Bu fıkraya göre Hoca, Akşehir’de yatan Seyyid Mahmûd-ı Hayrânî’nin dervişidir. Pirdaşı Sarı Saltuk, pirini ziyaret için Akşehir’e gelmiş ve Hoca’ya konuk olmuştur. Hoca, Sarı Saltuk’a altın ve gümüş sahanlarla yemek çıkarmış ve bizzat kendisi hizmet etmiştir. Sarı Saltuk, bir aralık, acaba bunlar, Hoca’ya babadan mı kalma, yoksa kendi mi çalışıp kazandı da aldı diye düşünürken Hoca, onun gönlünden geçeni anlamış, hepsi de demiş, babadan kalma. Benim, ancak üç malım var, onlarla geldim bu dünyaya, onlarla giderim. Sarı Saltuk, nedir onlar diye sorunca bir y...., iki t.... demiş. Sarı Saltuk, böyle olgun bir adam abes söz söylemez. Bu söz, şüphesiz ki bir remiz, amma neyi kasdetti acaba diye düşünürken Hoca, düşünme, düşünme demiş, bu üç şeyle inancı, ameli ve ihlâsı kasdettim.
Sayfa 11 - ÖnsözKitabı okudu
"Ahmedî-Dâstân ve Tevârîh-i Mülûk-i Âl-i Osman" Çalışma, Atsız'ın hazırladığı ve 1949'da Türkiye Yayınevi tarafından yayımlanan Türkiye Tarihleri I adlı eserin 1-35. sayfaları arasında yer almaktadır. Atsız'ın çalışması, Ahmedi'nin İskendernâme'sinin sonunda yer alan Osmanlılarla ilgili bölümün ilmî yayınıdır.
Osmanlı hanedanından hacca giden tek kişi Fatih Sultan Mehmet’in küçük oğlu Cem Sultan’dır.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.