Temeli atılan anıt için yerel bir sanatçı, elinde Türk bayrağı tutan bir kol heykeli yapmıştı. Bir top güllesinin açtığı çukura düştüğü halde, topraktan yükselen elindeki bayrağı hâlâ bırakmayan bir askeri görmüş olan Mustafa Kemal’in bu figürü seçtiği anlatılır. Daha mantıklı bir açıklama ise, Dumlupınar anıtının, insan figürünün heykel sanatında
Sayfa 476Kitabı okudu
Cihân-ârâ cihân içindedir ârayı bilmezler O mâhîler ki deryâ içredir deryâyı bilmezler •Hayâlî Cihânı süsleyen Cenab-ı Hakk’ın (yüceliğine delalet edip ona ulaştıran) şu cihan içinde nice eserleri vardır ancak insanlar, onu aramayı bilmezler. Bu hâl, aynen denizde yaşayıp da denizin ne olduğunu bilmeyen balıklar gibidir.
Reklam
Şehzade Mustafa nın idamından sonra ağlamaktan bitap düşen Sultan Süleyman ın yanına ilişen Rüştem paşa"Hünkarım bu kadar helak etmeyin kendinizi "der Cihan padişahı da bunun karşılığında "Konuş Rüstem konuş,ne devlet senin ne evlat senin "der
Sayfa 178
DEVE DEĞİL, İNSAN KURBAN ETMELİ!..
I. Cihan harbi sonunda mağlup olarak mütareke yaptıktan sonraki günleri, Mustafa sabri efendi şöyle anlatmıştı: - "Harp bitti. Memleketi harbe sokanlar, batıranlar, yakanlar, yıkanlar; harbe girdikleri gün, Padişahı bile bu büyük işten haberdâr etmeyenler, kaçtılar; memleketi terk ettiler. [...] Meclis Açıldı, Sultan Vahdeddin Padişah, ben Şeyhü'l-İslâm'ım. Padişah, bütün mebuslara hitaben bir konuşma yaptı. [...] Herkes dağıldıktan sonra, ben ve bazı arkadaşlar kaldık. Padişah: "Efendi hazretleri, harp bitti. Artık bir deve kurban etmeli, derler..." deyince, "Padişahım insan kurban etmeli!" diye cevap verdim; "Bu akan kanların, bu cinayetlerin, bu felâketlerin faillerine hesap sorulmazsa, adalet olmaz... Siz "adalet" buyurdunuz, şimdi bunlar da o kelimeyi sakız gibi ağızlarında çiğneyecekler..."
Sayfa 66 - 2.Kısım, (Kahire, Ezher'de Okuduğum Yıllar), -Şeyhü'l-İslâm Mustafa Sabri Efendi-, Deve Değil, İnsan Kurban Etmeli!, Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Arkadaşlar! Bütün cihan görmeye ve anlamaya mecburdur ki Osmanlı İmparatorluğu tıpkı Selçuklu İmparatorluğu gibi tarihe karışmıştır. Ancak milletimiz, varlığına dayanarak ve bu varlığını sonu gelmeyen muvaffakiyetlerle dolu olan, üç seneye, üç seneye sığdırılamayacak kadar parlak ve geniş bir muvaffakiyete sahip olan milletimiz, yeniden bir devlet meydana getirmiştir ki, adına "Türkiye devleti" derler. Türkiye devleti, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından idare olunur. Ve bu meclis yasama ve yürütme yetkilerine sahiptir. Milletin ve memleketin tek olarak hakiki temsilcisidir. Bunun hükümetine de "Türkiye Büyük Millet Meclisi hükümeti" denir.
ATSIZ'DA TARİH ANLAYIŞI: Atsız'ın lisans öğrenimi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü (Edebiyat Zümresi) olduğu hâlde bilim adamı olarak tarihle daha çok ilgilenmiş, bu konuda daha çok eser vermiştir. “Türk tarihinin içinde yüzüyorum. Diyebilirim ki her günüm 27 asrın içinde geçiyor." diyecek ölçüde (Atsız 1992: 67) kendisini tarihle
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.