Hançerin sapı
“Haksızlık etme Diyorum kendime; Onurlandırıldın da, Kınandın da sen. Kendini kül dolu Bir küpe gömdün. Tersyüz ettin Sevgini eskidikçe.
Sayfa 169 - Kırmızı Kedi
ey ölüm…! sendin bildim… öptüğüm ey ölüm…! sendin bildim… boğazımdaki kördüğüm ah ölüm…! su dinginliğinde akıp giderken hayat
Reklam
. Umut dört mevsim çiçekte, gerçeğin eli tetikte, Ya derede ya gedikte, ecel bize her an gelir. Yüzünü görsem ay gibi, gönlüm gerilir yay gibi, Şahlanır da bir tay gibi belki o yâr mihman gelir. Mühlet tanı çarkıfelek, baht dediğin güleç gerek Kar sularıyla sekerek konuğum Mihriban gelir .
Adresi Değişmiş İlk Şiir
Sevgilim sana İsa’dan ve Musa’dan bahsetmek istiyorum. Ay’ın, Dünya’nın etrafında kaç kere döndüğünden, Sivrisineğin tam kırk yedi dişi olduğundan ve Gök kubenin altında konuşulan her dilden. Saçlarının önüne düşüşünü nasıl sevdiğimden,
dışarıda dört mevsim kar yağıyor, ben artık anlamayı bıraktım. içeride, cehennemden aşırdığım odunlardan bir cennet yakıyorum ki sormayın.
Hangisi daha zor yüreğim? Sevildiğini bilmemek mi? Dinmeyecek olan özlemimi? Bir yaz yağmuru zannettin önce, Yağacak ve güneş açacaktı İlacı zamandır dediler dostların, Gözden uzak olan senden de ırak olacaktı Şimdi, yağmur dört mevsim, Erimeyecek kar, Zaman zehir oldu yarına kaybolan sevdana Gözyaşlarım bile hüznüme yetmiyor Artık içimden ağlamak değil; Gözlerimi ebedi uykuya kapamak geliyor.
Reklam
Annemiz ki andok misali artık. Dört mevsim erimeyen bir kar yağmış tepesine. Karda ayak izin. Silinmiyor. 43 numara, sarı mekap
Sonra, dört mevsim onu bekledim ama hepsi kıştı. Ona düşen kar taneleri en çok beni üşütürdü. 'Kış mıdır şimdi sevdiceğim, yaz gibi gelir diye beklediğim' diye başlayan bir şiir yazdım. Kırgındım. Kızgın olsam geçerdi belki ama kırgındım işte... Geçmedi.
Sayfa 45
"Yedi iklim dört bucak, dört mevsim vardı bir zamanlar. Mevsimler kendi zamanlarında vardı. Yazın sıcak olur kışın kar yağardı. Kar diye bir şey vardı. Çiçek mevsimiydi ilkbahar, çiçek diye bir şey vardı. Ağaçların gövdelerine su yürür, bir gecede tomurcuklar kuru dallardan fışkırırdı. Sonbaharın bir adı da hazandı. Yağmurlar başlardı ekimde. Yağmur diye bir şey vardı o zamanlar. Dünyanın döngüsü, dengesi, uyumu, kanunu, kuralı vardı..."
Sokakta
...kar da yağdı yağmur da yağdı gökkuşağı da çıktı güneş de kavurdu gece karanlığı da oldu sis de bastı sel de aktı dört mevsim geçti sekiz mevsim ve bin mevsim ve yirmi bin mevsim geçti zaman geçti. Sen geçemedin.
123 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.