Dünyanın en uzun surları Diyarbakır surlarıymış. Bazen kollarımın Diyarbakır surları gibi uzun ve sağlam olmasını istiyorum. Tüm çocuklara ulaşmak için. Güneş çıksa gölge olayım diye, yağmur çiselese kuytu olayım diye. Şu pespaye insanların önüne duvar olayım diye. Kıyamet kapana kadar kaç çocuk daha ölecek, kaç çocuk ölünce birileri kâr hanesini işaretleyecek hissetmeyeyim, taş oğlu taş olayım diye!
Sayfa 139 - ErkamKitabı okudu
_Yas, sevilen bir şeyin kaybına verilen hüzünlü bir tepkidir. Melankoli’de de aynı hüzün vardır ama yastan farkı, nesnenin kaybı içselleştirilerek egonun kendisinin kaybına neden olur. Bu yüzden yasta dünya boş görünür; melankolide ise egonun kendisi. Melankolide nesnenin kaybıyla egonun kaybı aynı şey haline gelir. Özsaygıdaki tahribat yasta
Reklam
_Binbir Gece Masalları'nı anlatan, Şehrazat’tır. _Eski zamanlarda Hint ve Çin diyarlarında hüküm süren Şehriyar ve Şahzaman adlı iki kardeş hükümdar, eşleri tarafından aldatılmışlar. Bu olayların etkisiyle Şehriyar, kendi ülkesinde, her gün bir kızla evlenip ertesi gün onu idam ettirir olmuş; bu yüzden vezirin güzel, bilgili ve akıllı kızı
Nurculuk Denen Sayıklama Dinin bir ruh ihtiyacı olduğunu bilim kabul etmiştir. Daha zekasının pek iptidaî olduğu zamanlardan beri, insanların din sahibi oldukları da bilinen gerçeklerdendir. Zekanın ve bilimin yükselmesiyle dinler de yükselmiş, tek Tanrılı dinlerle dinler çağı kapanmış, din uğruna yapılan korkunç savaşlar ve kırgınlıklardan
Pencerelerden seyret içlerine girme
Aslında bütün mesele, evet bütün mesele şu: Varlıklar kimin? Biz kime aidiz? Şu dalların üzerinde hışırdayarak salınan yeşil ve sarı yapraklar kimin? Rüzgâr kimin? Yer kimin? Gök kimin? Ya şu biten ömür? Tırnaklarını kim uzatıyor günbegün? Bedeninin takatini kim söküp alıyor da yaşlılık veriyor sana? Ateşin üzerindeki yemeği kim pişiriyor?
Sayfa 66 - Kapı Yayınları 1.baskı
1. Dünya Savaşı sonuna denk gelen Osman Yüksel, çocukluğunun Millî Mücadele heyecanıyla geçtiğini şu ifadelerle anlatmaktadır. “İlk mektepte okuduğumuz kıraat kitapları, zorla gasp edilmiş, alçakça çiğnenmiş bir vatanın yakılmış, yıkılmış bir yurdun hatıralarıyla dopdoluydu. Zafer neşidelerinin yanında, sönmüş ocaklar, yıkık mabedler, malul
16 öğeden 11 ile 16 arasındakiler gösteriliyor.