ALLAH'ın Sevgilisi Peygamber Efendimiz (s.a.v)
*** "ALLAH'ım! Senden sevgini, Seni sevenlerin sevgisini ve Senin sevgine beni ulaştıracak ameli istiyorum. ALLAH'ım! Senin sevgini nefsimden, ailemden, malımdan ve soğuk sudan daha sevgili kıl." ***
Peygamber efendimiz (s.a.v) ;
"Hiçbir peygamber yoktur ki, çobanlık yapmış olmasın. Hz. Musa peygamber olarak gönderildi, koyun güderdi. Hz. Davut peygamber olarak gönderildi, koyun güderdi. Ben de Mekkelilerin koyunlarını güttüm."
Reklam
İşte ölümüne sevda...İşte Ebû Bekirce sevgi...İşte gerçek muhabbet...
"Dağdan aşağı inip Yesrib'e doğru yola koyulduklarında Hz. Ebû Bekir, bir öne geçiyor, bir arkaya, bir sağa geçiyor, bir sola, bir türlü yerinde durmuyor, duramıyor; Efendimiz'in (s.a.v.) etrafında halkalar çizerek yürüyordu. Efendimiz (s.a.v.) Hz. Ebû Bekir'in bu yürüyüşüne bir anlam veremiyor ve soruyordu: "Ey Ebû Bekir!
Efendimiz (s.a.v), Hz Ali'ye hitaben şöyle dedi: "Ey Ali! Üç şeyi geciktirmek: Vakti geldiğinde namazı kılmayı, hazır olduğunda cenazeyi defnetmeyi , dengini bulduğunda evlenmeyi."
El ne der putu!
Ebu Talib bir türlü bu davete icabet etmedi ve o anlarda ibretlik bir söz söyledi: "Yeğenim, senin doğru olduğunu biliyorum. Getirdiklerinin hak olduğunu da biliyorum. Ama ben şu anda iman edersem, Ebi Talib ölüm korkusuyla bu cümleyi söyledi diyecek Kureyşli kadınların diline düşmek istemiyorum." Ebu Talib tam gözlerini kapatcağı anda dudaklarını kıpırdatmaya başlayacak, sonrasında Hz. Abbas, Efendimiz'e (s.a.v.) "Amcan senin memnun olacağın cümleyi söyledi, öyle vefat etti!" diyecek, fakat Efendimiz (s.a.v.) gözyaşları içerisinde, "Ben duymadım! Fakat men edilmediğim müddetçe amcam için istiğfarda bulunacağım!" diye hissiyatını ortaya koyacak. Bu hadise üzerine bazı ayetlerin indiğini (Kasas 28/56; Tevbe 9/113) söyler bizim tefsir âlimlerimiz (Tirmizi, "Tefsir", 28; Taberi, Tefsir, XI. 30-31). Efendimiz (s.a.v.) de inen ayetlerden sonra Ebu Talib'i hiç rahmetle anmamıştır.
Sayfa 175Kitabı okudu
Sadakat
Hicret yolunda yürürlerken, birileri Hz. Ebu Bekir'i tanımıştı. Yanına gelmiş, hal hatır sormuş, sonra Efendimiz(s.a.v.)i işaret ederek; "Bu Kim?" Diye sormuştu. Hz. Ebu Bekir bu soru karşısında bir anda durmuştu. Ne diyecek, O'nun Allah Resülü olduğunu söylese, birilerinin kulağına gidecek başlarına yüz deve konmuş olduğu için bu durum kendilerine sıkıntı olacaktı. Hâşâ yalan söylese sıddıkiyete yakışmayacaktı. Allah'a şöyle bir tevekkül etti ve sonra şöyle dedi; "Hedin Yehdini/ O Benim Yol Rehberimdir." Bu sözü duyan ne anlıyordu? Efendimiz'i (s.a.v.) çölleri bilen mürşid/rehber olarak anlıyordu. Ama H. Ebu Bekir'in kasdı burada dünya-ahiret yol rehberi idi. İşte böylece en zorlu zamanlarda bile Hz. Ebu Bekir sadakatini bozmamıştı. O haline hiç leke sürmemişti. Böyle olduğu içinde sâdıkların, sıddıkların sertacı, ser levhası olmuştur.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.