Ulusların Zenginliği çok uzun bir kitaptır; Smith'in zamanında, yeni ekonomi taraftarları kitabın sadece dramatik ve umut dolu başlangıç kısmına atıfta bulundu. Oysa kitap ilerledikçe daha karanlık hale gelir: Smith'in İğne fabrikası giderek uğursuz bir yere dönüşür. Smith, iğne imalatında, işlemleri parçalara bölmenin, iğne işçilerine saatler boyunca tek bir küçük işlem yaptırmak ve onları uyuşturucu ve sıkıcı bir işgününe mahkûm etmek olduğunu fark etmişti. Rutin, belirli bir noktada zararlı hale gelmeye başlar. Çünkü insanoğlu kendi çabası üzerindeki kontrolünü yitirir; çalışma zamanı üzerindeki kontrolün yitmesi ise insanın zihnen öldügü anlamına gelir. Smith, kendi çağındaki kapitalizmin bu yol ayrımına geldiğini düşünüyordu. Smith, yeni düzende "en çok emek sarf edenler en azla yetiniyor" dediğinde, aklında ücretlerden ziyade işin bu insani boyutu vardı. Ulusların Zenginliği nin en karamsar pasajlarından birinde Smith şöyle yazar: " İsbölümünün ilerlemesiyle birlikte, emeğiyle geçinen insanların ço ğunun işi .. bir dizi çok basit işlemle, hatta bir veya iki islemle sinir- lı hale gelir ... Bütün hayatı birkaç basit işlemi gerçekleştirmekle geçen adam son derece aptal ve cahil hale gelir."
Rutin görevlere, dert ve tasalara boğuldu­ ğumuz güncel hayatlarımızda, çoğunlukla özgün olmayan şekilde yaşarız, bu sebeple, varlığımızın anlamsızlığını bu gündelik gürültü içinde fark edemeyiz. İşe gideriz, çocuk yetiş­tiririz, ilişkilerimiz üzerine kafa yorarız, evi te­mizleriz, uyuruz ve bunların hepsini de tekrar tekrar yaparız.
Reklam
Gündelik rutin telaşlar içerisinde bir o yana bir bu yana savrulurken bir an geliyor, fark ediyoruz ki; yıllar geçmiş.
Her gün yaşayıp durduğumuz, içine gark olduğumuz somut hakikat dünyası, sorunlarla sıkıntılarla dolu; oyunlar olmazsa da rutin ve boğucu... Öyle sanıyorum ki, bu oyunları, oynarken zihnimizin imgesel, fantezik işleyişinin sağladığı yüksek haz nedeniyleseviyoruz. Yine öyle sanıyorum ki, günümüzde bu oyunlar, imgesel olan hakikatten daha çok mutluluk sağlıyor. Öyle bir zihin işleyişine sahip olduk ki, masturbatif fanteziler gerçek ilişki zevkinin önüne geçiyor. O yüzden sanal dünyadaki zevke aşina olanlar kendisini imgesel olana, çocukluğuna götüren bu dünyadan çıkmak istemiyor. Üstelik sanal dünya onları, hakiki dünyanın sıkıntılarından da kuru yavanlığından da kurtarmasa bile bir süreliğine firar ettiriyor. Her firar, tutukluluktan daha güzel ve vaat doludur. Bu dünyaya Rollo May'in neden “şizoid” dediğini anlayabiliyor insan.? Zira “fanteziye dalmak” şizoid kişiliğe sahip kimsenin temel zihin işleyişlerinden birisidir.
“Belki de uzun bir bölümünü yollara düşerek geçirdiğimiz, birçok uğurda mücadele verdiğimiz bu hayat, günün sonunda öğrendiğimiz ve yaşadığımız kadar aslında. Gündelik rutin telaşlar içerisinde bir o yana bir bu yana savrulurken bir an geliyor, fark ediyoruz ki; yıllar geçmiş. Geriye dönüp baktığımızda yapmak isteyip de yapamadığımız onca şey, peşinden koşmaya cesaret edemediğimiz onca hayal duruyor ardımızda.”
Sayfa 5 - Destek yayınlarıKitabı okuyor
İNSANIN KALBİNE TIPKI UCUZ ROMAN FİLMİNDE OLDUĞU GİBİ İĞNE BATIRILIRSA NE OLUR? Hayır, kalp-akciğer yardımı sırasında rutin kalp içi enjeksiyonu tavsiye edilmez. Tercümesi; Acil servis doktorları hiçbir zaman insanların doğrudan kalbine bir şey enjekte etmez.
Sayfa 169 - Altın Kitaplar YayıneviKitabı okudu
Reklam
239 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.