Chartres Katedrali ışıklandırma!
Paris'teki Sainte-Chapelle'de olduğu gibi çok sık yerleştirilmemiş mavi ovaller ve kor gibi yanan rozetler, içeri giren güneş ışığını donuk duvarlara bir güzel yansıtıyor. Yapının derinliklerinden, görünmeyen bir yerlerden gelen mavimsi, mor büyülü bir ışık Capri adasında denize açılan mağarayı anımsatıyor, bütün kiliseye yayılıp çözülüyor, inanılmaz bir alacakaranlığı oluşturuyor...
Sayfa 200 - Everest Yayınları
Sizin hiç röntgen filminde görünmeyen ama etinizi acıttığını hissettiğiniz bir kalp kırığınız oldu mu?
Sayfa 71 - Destek Yayınları, 32.Baskı, NE MUTLU TÜRK ÜM DİYENE!Kitabı okudu
“Anne babanın doyuramadığı çocukları
hayatın sonradan doyurması zordur.”
Kadınlar açlıktan değil,
Sevgisizlikten ölür.
Unutmak mı yoksa hatırlamak mı daha çok canımı yakıyor?
Oysa yaşamak sadece hayatta kalmak değildir. Eğer öyle olsaydı, inanın herkesin işi çok daha kolay olurdu. Hayat en çok ruhun doymasını ister aslında. Hayatın bir önemi ve anlamı olmalı hepimiz için.
“Doğduğu evde sevilmeyen insanları dünya da sevmez. “
Huzuru ve mutluluğu
doğduğumuz evlerde öğrenemezsek,
daha sonra bunları yakalamak oldukça zordur.
“Hayat zoru görünce kaçanları değil,
hiç vazgeçmeyenleri sever.”
Sonunda hepimizin baş dönmesi geçer, gözümüz açılır ve ayaklarımız yere basar. İşte bu noktada, karşımızdakini görmek istediğimiz gibi değil, olduğu gibi görmeye başlarız. Bazı kişilik özelliklerinin bizi gerçekten rahatsız ettiğini fark ederiz. Davranışları bizi kızdırır. Aşık olduğumuz toz kondurmadığımız insan, aniden incitme, kızma, ağır sözler söyleme, bizi eleştirme ve yargılama becerisine sahip oluverir. Aşkımız sürerken gözümüze görünmeyen bu özellikler, giderek devasa dağlara dönüşür ve ağırlığı altında eziliriz. O zaman annemizin ve belki arkadaşlarımızın söylediklerini hatırlar, kendi kendimize klişelişmiş bir soruyu sorarız: “Nasıl bu kadar aptal ve kör olabildim?”
Sayfa 31Kitabı okuyor
