Hüsn ü Aşk’ı olduğu gibi, yani bir gençlik eseri olarak kabul etmelidir. Cesur ve çok tecrübesiz bir hamlenin yerini tatlı bir acemiliğe bıraktığı bu mesnevi’de, şâir, yenilik aşkını, tecride olan meylini, ince ve girift hayaller iştihasını, renk ve nüans zevkini bol bol sarfeder.
Avize Gibi Renk ve Işık Dolu Şiir (Şadırvan, 22 Nisan 1949)