Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Çocuk olunca... umutlar kolay solmuyor.
Sayfa 286 - Remzi KitabeviKitabı okuyor
“Hiçbir şey çok uzun sürmüyor, ne keder ne sevinç… Yaşamaya devam ediyoruz.”
Reklam
“Hayal kırıklığı, onun en iyi tanıdığı duygulardan biri. Çok eskilere ait bir hikayede insanların yaşadığı hayal kırıklıkları bile onu derinden etkileyebiliyor. Düşünüyorum da, kimin hayatında hayal kırıklığı yok ki ama eğer bir insan isteklerinin hiçbirine kavuşamaz ve sürekli hayal kırıklığı yaşarsa, yaşama nasıl tutunur?”
Hayat insanların duygularını tıpkı dağlar, tepeler gibi şöyle veya böyle erozyona uğratıyor..
Reklam
"Seni seviyorum,” dedim bir kez daha ve titrek elimi uzatarak elini tuttum, dudaklarıma götürdüm, öptüm. Hiç karşı koymadı ama olduğu yerde hafifçe sindi. Haşin değil fakat çatık kaşların eşlik ettiği, kederli ve şaşkın bakışını görebiliyordum. Ardından bir karara varmış gibi elimi kendine doğru çekti ve aynı anda kendisi de biraz öne
Rachel zavallı Don Juan’a ne de korkunç yükleniyordu. Kalbi azap içinde bu dul kadın, çocuk doğuramadığını düşündükçe kahrolarak Don Juan’ı kıskıvrak kendine bağlıyor; onu bu hayata, geçip giden değil sürüp duran hayata perçinliyordu. Don Juan'da arzu ve özleyişle beraber irade de ölmüştü. Rachel’in gözleriyle elleri onun bütün ihtiraslarını zayıflatmış, uyuşturmuştu. Ve kanun sınırları dışında birleşip kurdukları bu ıssız yuva, sevdalı bir çifti barındıran bir manastır hücresiydi adeta. Sevda mı? O, Don Juan; Rachel'e tutkun muydu gerçekten? Yoo, hangi tutkunluk; onunla doluydu ona kaptırmıştı kendini; ona gömülmüş, bu dul kadında, kadının dulluğunda kaybolup gitmişti. Çünkü Rachel, Don Juan böyle düşünüyordu, her şeyden önce ve birinci planda bir duldu; hem de çocuğu olmamış bir dul. Rachel sanki dul gelmişti dünyaya. Rachel'in aşkı; aslında ölümün de lezzetini taşıyan, Don Juan'daki benliğin sınırlarını aşarak onun ruhunun ta derinlerinde, bu hayatın ötelerine ait bir şeyler arayan bir kudurganlıktı bir nevi. Ve Don Juan Rachel tarafından daima daha derine, toprağa çekildiğini hissediyordu. "Bu kadın beni öldürecek!' diyordu ikide bir, böyle derken de şunu düşünü yordu: Rachel gibi bir dul yüzünden öldükten sonra toprağın koynunda ebediyen istirahat edebilmek, kim bilir ne tatlıdır!
Yaşama dön, hayata bağlan, insanların arasına karış diyorlar bana!.. Demesi kolay ama kırık bir dal nasıl meyve taşısın? Rüzgârların kopardığı, tozların içine karışmış bir yaprak nasıl yeniden yeşersin?
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.