Bu bir başkasının başına gelse,bunu hemen fark ederdim,dedi kendi kendine.Ofis kanepesinde oturan adamlarda bunu defalarca fark etmişti.Onlar,eşleri ile onların ebeveynleri,kardeşleri,arkadaşları ve hatta çocukları arasındaki bağları bazen titizlikle bazen de şiddetle kopartmışlar,o kadınların içinde bulundukları çölden geri dönememelerini sağlayan kocalar,sevgililerdi.Kadınlar,geri dönmeyi denemeyecek kadar yıkılmış olurlardı.En sevdikleri kuzuyu sürüden ayıran ve diğerlerinden ayrı tutan border collieler gibilerdi.Border collieler çok zeki köpeklerdi.
Sayfa 419 - GraceKitabı okudu
Bir seher vaktında çekip giderken Ansızın yollarım düze dayandı Gaflet uykusunda böyle yatarken Eyvah geçti ömrüm yüze dayandı Sevdiğim sen bari bir selam gönder Felek altıma vermedi minder Ey çark muradınca dön bizi dönder Ömrüm bahar, yaz, kış, güze dayandı Seyrani der buldu yaş kemalini Bir daha görseydim mah cemalini Hesap ettin cümle dünya malını Neticesi bir top beze dayandı
Sayfa 84 - İstanbul Maarif Kütüphanesi 1953Kitabı okudu
Reklam
Unlike me, she made an effort to study the subjects she hated, and she got good marks.
Umut kırıklığının salgın bir hastalık gibi yayıldığı, elimize yirmi dörder saat tutuşturup teker teker hepsini geri alan yaşam her türlü eylemi olanaksız kılıyor. Bu olamaz yaşamdan beklenilen. Çevremdekilerin de bunu fark etmelerini sağlamalıyım.
Sayfa 16 - YKY, 4. Baskı — PDF.Kitabı okudu
Son aylarda merdivenleri dörder dörder çıkmadığını fark etti. Öğleden sonraları taşlıklı ovada yürüyüş yapacağına, kısa bir uyku çekmeyi tercih ediyordu. İşte önemli olan budur, ancak bu, yılların geçişinin de bir göstergesidir.
Sayfa 199Kitabı okudu
Werner aniden, dünyanın sarsıcı ve bir girdap gibi insanı içine çeken kayıtsızlığı karşısında böyle muhteşem binalar inşa etmenin, müzik yapmanın, şarkı söylemenin ve renkli kuş resimleriyle dolu kitaplar basmanın ne kadar boşuna olduğunu fark etti. İnsanların ne çok kuruntuları vardı! Sessizlik ve rüzgar bu kadar etkiliyken, insanlar neden müzik yapma zahmetine katlanıyorlardı ki? Karanlığın onları sonunda yutacağını bile bile lambaları yakmanın ne anlamı vardı? Alman erler ceplerine aktif el bombaları yerleştirip koşarken, Rus mahkumları üçer dörder tel örgülere zincirlemek de ne oluyordu? Opera binaları! Ayın üzerinde şehirler! Gülünç şeylerdi bunlar. Her şeyden vazgeçip, kendilerine hakim olsalar ve şehirden silme ceset dolu kızakları çekerek gelen çocukları bekleselerdi daha iyi olurdu.
Sayfa 408
Reklam
23 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.