''Meselâ Hacı Bayram'dan:
Bayramı imdi, bayramı imdi
Bayram ederler yâr ile şimdi
Yunus Emre'den:
Ben Yunusu biçareyim
Baştan ayağa yareyim
Ben yürürüm yâne yâne
Bugünkü Türk Edebiyatının gene yaşama bağlı başka, ikinci bir kökeni de var. Bu edebiyat Pir Sultan Abdal, Köroğlu, Dadaloğlu ve Yunus Emreden geliyor bir yönüyle. Pir Sultan Abdal bir halk lideriydi. Bu, bağlı bulunduğu halk, kökeninden dolayı başkaldıran bir halktı. Pir Sultan Abdal bir başkaldırmanın içinde doğdu büyüdü ve geleneğe bağlı olarak
Ben tıpkı bu çoban gibi nice masallaştırdığım kahramanlar tarafından gönül tellerimin koparıldığını, "Tüh, o kişi bu kişi mi?" diye hayıflandığımı bolca hatırlarım. Yüreğimde tortu tortu burukluklar, İstanbul'u çiğneyesim gelmiştir...
Yirmi-otuz kitabı yayımlanmış bir yazar...
Yıllardır okuduğunuz, iki üç dile hâkim üstelik daha
Belki sana meskendi bir zamanlar
Beyoğlu,
İstersen ol akıllı, hor görür ya eloğlu..
Farzet her gün geliyor ziyarete Köroğlu,
Yine eller diyor ya tımarhane delisi…
Yıldız Ramazanoğlu son aylarda Roger Garaudy okumaları yapmakta idi. Okumalarının sonucunda Garaudy’nin Türkçedeki mütercimi Cemal Aydın ile uzun, dolu dolu bir söyleşi gerçekleştirdi. Garaudy üzerine yapılmış bu derinlikli ve ne yazık ki bir “ilk” olan önemli söyleşiyi sizlere sunuyoruz.
Cemal Aydın, 1948 Isparta, Şarkikaraağaç doğumlu. İstanbul
Oysa zeybek türkülerini söyleyen de bizim halkımızın kendisi. Bir zeybek için söylenmiş olsa bile, temelde halkın dertlerini, düşüncelerini dile getirir zeybekler. Örneğin, "İnce Memet" türküsünü alalım. Cumhuriyet'in ilk yıllarında Denizli ile Isparta arasında yaşamış Koca Mustafa adlı bir eşkıyanın türküsüdür bu. Koca Mustafa'nın, kendisi hakkında böyle bir türkü söylendiğinden haberi bile olmamıştır. Türküye konu olan olay şöyle: Koca Mustafa'yı hükümet bir türlü ele geçiremez. En yakın arkadaşı olan İnce Memet eliyle pusuya düşürüp vururlar sonunda. İnce Memet'le Koca Mustafa öylesine yakın arkadaşmışlar ki, sonradan halk, Koca Mustafa'nın ağzından bu türküyü yaratmış:
"İnce Memet ne yaptıydım ben sana
İki kere everdiydim kesemden
Eğer yerlerime sen vurulaydın
Ölesiye yatamazdım tasamdan... "
İhanetin, dostluğa ve arkadaşlığa ihanetin kötülüğünü pek az söz bunca güzel anlatır. Yani demek istiyorum ki, "Zeybekler"de de, tıpkı "Semahlar"da, "Köroğlu"nda, "Pir Sultan"da olduğu gibi bizim halkın özlemi, dertleri, sorunları dile geliyor.
"Klasik Müziğimizin En Yaygın Türü Şarkılardır"
Konuşan: Onat Kutlar (Gösteri, 16, Mart 1982)
Sayfa 163 - Konuşmalar (Adam Yayınları, Birinci Basım: Eylül 1985)Kitabı okudu
“Ben de düştüm feleğin bir gün garip fendine,
Polis jiple getirdi tımarhane bendine..
Burası başka âlem, ey kafa gel kendine,
Şimdi senin de ismin tımarhane delisi...
İstersen ol yüzbaşı, hâkim veya avukat,
Ayol sana kim dedi büyüklere bir taş at.,
Karınla kavga yapıp tatlı aşa zehir kat,
Elbet şimdi olursun tımarhane delisi.
Çilesiz insan