"Recep Peker Hapı Yuttu", "Kazıklı Resmi Tazim" başlıklı yazılardan başka "Hakkınızı Helal Edin Dostlar" başlığıyla Markopaşa'nın birinci sayısında "Şakalar" köşesinde yazılanlar yeniden verilmiş. Bir başka yazı da "Nasıl Girer" başlığını taşıyor. Okuyalım. 1947 yılında yazıldığını düşünerek son
Celal Bayar'ın kadirşinas eşi
Balıkesir Kongresi yapılmış, Celal bayar Akhisar cephesinde alay komutanlığına getirilmişti. 25 Aralık 1919’da yapılan seçimlerde ise Saruhan’dan milletvekili seçilmişti. İstanbul’un işgal edilmesiyle Bursa üzerinden Ankara’ya gitmek için harekete geçiyordu. Ancak Atatürk Anzavur kuvvetlerinin Bursa’ya hareket ettiğini haber almış, Bursa’da
Reklam
Yani ben senin babamın, sen de benim kızımsın diye her şey yolunda mı? Hayır, beni yargılayacaksın. Ancak böyle bana saygı duyarsın, beni yargıladığın zaman. Şimdi, beni nasıl ve hangi ölçütlerle yargılayacağınsa başka bir sefer konuşacağımız büyük bir konu. Luizacığım, her şeye arada bir tekrar bakmalıyız. Yeniden inceleyip çürütmeliyiz. Her şeyi. Hareketsizlik ölümdür, bataklıktır.
Markopaşa'nın bu sayısında ikinci sayfada yayımlanan "Al Sözünü Geriye" başlıklı yazı, Markopaşa ve yazarlarının yolunu yine adliyeye düşürecektir. Önce yazıyı okuyalım: "Bir perdelik manzum piyes Perde açıldığı zaman bir kongre topluluğu görülür. Solda muhalifler, sağda muvafıklar, daha sağda münafıklar oturmaktadır. Reis
Kasimda bitenlerde bugun #antabus var. Ilk kez @seraysahiner okudum. Begendim. Birkac kitabini daha okurum muhtemelen. '"Kizim anneligin geri donusu olmaz. Madem dogurdun, layigiyla bakacaksin." " Isteyerek dogurmadim ki" dedim. "Bakamiyorum. Hersey agir geliyor. Depresyondayim ben." Bu sefer Ulker Abla bir hahaha cakti bana. " Depresyon zengin hastaligi kizim! Bize gelmez. Biz kanser oluruz, verem oluruz, ulser oluruz... " " Oyle deme Ulker Abla," dedim, "Benim beyim iyi kazaniyor, ben girebilirim depresyona."
Beş altı pençe bir olmuş boğazlamakta bizi , Silindi gitti hilâlin şu anda belki izi ! Zavallı Marmara’nın şerha şerha bağrından ! Bir İngiliz bezidir! Belki ! Şimdi dalgananan Cehennem olsa gelen , göğsümüzde söndürürüz : Bu yol ki Hak yoludur , dönme bilmeyiz , yürürüz ! Düşer mi tek taşı, sandın , harîm-i nâmûsun ? Meğer ki harbe giren son nefer şehid olsun. Şu karşımızdaki mahşer kudursa , çıldırsa ; Denizler ordu , bulutlar donanma yağdırsa ; Bu altımızdaki yerden bütün yanardağlar, Taşıp da kaplasa âfâkı bir kızıl sarsar ; Değil mi cephemizin sînesinde îman bir ; Sevinme bir, acı bir, gâye aynı , vicdan bir; Değil mi sînede birdir vuran yürek … Yılmaz ! Cihan yıkılsa , emîn ol , bu cephe sarsılmaz !
Reklam
835 öğeden 791 ile 800 arasındakiler gösteriliyor.